Uyuşturucu bulundurmaktan ve Janet'in dairesine kamera yerleştirmekten içeride yatacak ama iş cinayet suçlamasına gelince, elde var sıfır. | Open Subtitles | سيحصل على إذن وضع كاميرا ووضع كاميرا تجسس داخل شقة جانت ولكن عند إتهامات القتل |
Davacının suçlamasına karşılık vermenize izin verilecek. | Open Subtitles | سيسمح لكِ بالرد على إتهامات المُدّعي |
Keith'le ilgili suçlamasına inandığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | تريد أن تقول أنك تصدق إتهامات (كيث)? |
Bir süreliğine kendini suçlamasına müsaade ettim çünkü birazcık bile olsa kendimi suçlamamdan alıkoydu beni. | Open Subtitles | أظنني لثانية تركته يلوم نفسه لأن هذا وقاني لوم نفسي لدقيقة. |
Soğukta annesi tarafından terk edilmiş bir bebeğin kendi kendini suçlamasına benziyor. | Open Subtitles | كطفل يلوم نفسه على ترك أمه له بالخارج في البرد. |
Yani, o kendisinin Xaiver'in ölümüyle alakası var sanıyor, ama hayatı boyunca kendisini suçlamasına izin veremem. | Open Subtitles | (اقصد ، يظن وان له علاقة بموت (إكزيفير ولكن لا يمكنني ان اتركه يعيش حياته وهو يلوم نفسه |