Bir şeyle suçlanmak başka bir şey suçlu olmak bambaşka bir şeydir. | Open Subtitles | الإتهام بجرم هو أمر ما وثبوت الجرم أمر مغاير تماماً |
Bir şeyle suçlanmak başka, suçlu olmak tamamen farklı. | Open Subtitles | الإتهام بشئ أمر وان تكون مذنبا بفعل هذا الشئ أمر مختلف كليا |
Ajan, yapmadığın bir şeyle suçlanmak nasıldır biliyor musun? | Open Subtitles | ايها العميل هل تملك فكرة كيف يكون الحال عندما تكون متهما بشيء لم تقم به |
Hislerini biliyorum Catherine, yapmadığın bir şeyle suçlanmak dünyanın en korkunç şeyi. | Open Subtitles | اعرف كيف تشعرين كاثرين لانه لايوجد شيء مخيف اكثر من كونك متهمه بشيء لم تفعليه |
Hazine olması durumunda, onu çalmakla suçlanmak istemem. | Open Subtitles | في حالة وجود كنز مدفون لا أريد أن أتّهم بالسرقة. |
Doğal olarak, böylesine bir Neo-Nazi organizasyonun kurucuları olmakla suçlanmak insana tuhaf geliyor. | Open Subtitles | إنه شعور غريب أن يتم إتهامك بتأسيس منظمة نازية الجديدة |
Eğer suç ortağı olarak suçlanmak istemiyorsan hemen ötmeye başlasan iyi olur. | Open Subtitles | إذا لم ترغبي في الإتهام بالشركة الأفضل لك التوضيح الآن |
Biri cinayete kurban gitti ve siz, cinayetle suçlanmak üzeresiniz. | Open Subtitles | تم قتل رجل وأنت على وشك الإتهام بقتله |
Eğer Aeonium'un böyle bir işe karıştığını herkese anlatmaya başlarsan bugün, bu yaşta sadece suçlanmak mahkum olmaktan iyidir. | Open Subtitles | وإذا بدأت إخبار الجميع بأن شركة "أونيوم" متورطة في هذا حسناً.. الإتهام جيد بقدر الحكم بالإدانة في هذا اليوم والزمن |
Cinayetle suçlanmak üzeresin. | Open Subtitles | أنت على وشك الإتهام بجريمة |
Öyleydi ama senin almana izin vermediğim için cinsiyetçilikle suçlanmak istemem. | Open Subtitles | أحدها كانت, ولكني لا أريد أن اكون متهما بكوني جنسياً لأنني لم أدعك تحصلين على خاصتك بنفسك |
İşlemediğiniz bir şeyden suçlanmak iç parçalayıcı bir deneyimdir. | Open Subtitles | أن تكون متهما ظلما إنها لتجربة مرة |
Sen de mi suçlanmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين ان تكوني متهمه ايضا؟ |
Hiçbir şeyle suçlanmak istemiyorum. Peki. | Open Subtitles | لا، أنا لا أريد أن أتّهم بأيّ شئ |