"Avustralya, İngiliz suçlular için kurulmuş bir yerleşimdir." | Open Subtitles | أستراليا أسست كمستوطنة للمجرمين البريطانيين |
Polis tarafından izleniyorsanız, hatırlamanız gereken şey, etrafınızda polislerin olması... suçlular için sorun yaratacağıdır. | Open Subtitles | عندما تلاحق من قبل الشرطه من المهم ان تتذكر وجود الشرطه حولك مشكله للمجرمين |
Bu, suçlular için muhtemel bir uyarı olarak algılanabilir. | Open Subtitles | وهذا يبدو بأنه تحذير للمجرمين في هذه المدينة |
Aile işi en zor olanıdır, suçlular için daha da zordur. | Open Subtitles | الاعمال العائليه قاسيه وانها اشد صرامة للمجرمين |
Katolik Kilisesi, bu mekânı 1962 yılında satın alarak akli dengesi bozuk suçlular için bir sanatoryuma dönüştürmüş. | Open Subtitles | وحوّلت هذا المكان إلا مصحّة للمجرمين المجانين |
suçlular için bile iyi aşçı bulmak zordur. | Open Subtitles | الطاهي البارع ليس بضاعة فاسدة، حتى للمجرمين. |
Bu firma, patronu arkasından iş çeviren suçlular için bir cennet değil. | Open Subtitles | هذه الشركة ليست وكراً للمجرمين الذين قرروا خيانة رؤساؤهم |
Biliyor musunuz, merkezde, tehlikeli suçlular için özel bir kelepçe tutarız. | Open Subtitles | لدينا أصفاد خاصة للمجرمين الخطرين |
suçlular için bir çeşit özgeçmiş gibidir. | Open Subtitles | كأنها سيرة ذاتيه للعمل للمجرمين |
Mantıklı, bu suçlular için bir cennettir. | Open Subtitles | من المنطقي، انها ملاذ للمجرمين |
Amazon kitap severler için nasılsa, İpek Yolu da suçlular için öyle. | Open Subtitles | مـا يمثل "آمـازون" لنوادي الكتـاب يمثل "سيلك رود" للمجرمين |
Evet, deli suçlular için. | Open Subtitles | نعم، للمجرمين المجانين. |
Bunun gibi yerler suçlular için toplama merkezleri olarak kullanılıyormuş. | Open Subtitles | مكان كهذا كان تجمع للمجرمين |