Yani anneniz herkesle olan ilişkisini sürdürmekte zorluk yaşadığı hâlde, siz bu suçluluk duygusunu taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل بداخلك هذا الذنب بينما أمك من الواضح لديها صعوبة في التعامل مع أي شخص |
Doğru! Suçluluk duygusu. suçluluk duygusunu senden daha çok kim sevebilir? | Open Subtitles | بالطبع ، الذنب ، من يحب الذنب أكثر منك ؟ |
Vicdan azabını düşündün mü? Neden olacağın suçluluk duygusunu? Evet. | Open Subtitles | يمكنك التفكير في الندم، الذنب أنك سوف يسبب؟ |
Ama hissettiği suçluluk duygusunu atması zaman alabilir. | Open Subtitles | لكنه يعانى الكثير من الشعور بالذنب و الذي يجب أن يتدبره. |
Çok kötü olmuş ama sanıyorum bir altın madeni sahibi olmak suçluluk duygusunu hafifletecektir. | Open Subtitles | حسناً، هذا شيء سيء للغاية ولكن أتصوّر أنّ إمتلاك منجم ذهب سيخفف الشعور بالذنب |
suçluluk duygusunu kaldıramamış. | Open Subtitles | . انها لا تستطيع التعامل مع الشعور بالذنب. |
Şüpheli pişmanlık duyuyor ve kendi suçluluk duygusunu ailelere yansıtıyor. | Open Subtitles | حسنا,اذن لدينا جانٍ يظهر الندم و من ثم يسقط ندمه على والدي الضحية |
Derinlere gömdükleri suçluluk duygusunu.. | Open Subtitles | .. الرجال الذين لايزالون غافلين عن الذنب |
Yaşını ve suçluluk duygusunu işin içine katarsak mantıklı. | Open Subtitles | هذا منطقى أكثر يبين عمرها وكل هذا الذنب الذى تَشْعرُبه |
Sanırım buradan çıkacak ders bazen suçluluk duygusunu silah olarak kullanmam. | Open Subtitles | أعتقد أن الدرس هنا هو أنني أحياناً أستخدم الذنب كسلاح |
Ama akut stres dönemleri yaşayan insanlarda meydana gelerek bilinçaltı öfkesi veya kaygı hissi veya suçluluk duygusunu açığa çıkararak önemli miktarda psişik enerjiyi harekete geçirir ve sonra da bunu son derece şiddetli şekillerde yönlendirirler. | Open Subtitles | لكن يبدو أنها تحدث مع أشخاص يمرون بفترات من الكروب الحادة كما لو أن عقل اللاوعي لديهم يثور أو شعورهم بالقلق أو الذنب يظهر نفسه يحشدون كميات كبيرة من الطاقة النفسية ثم يوجهونها بطرق عنيفة للغاية |
Aydınlanmış fikirlerini ona bulaştırıp ona suçluluk duygusunu, utancı, pişmanlığı aşıladın. | Open Subtitles | لقد اصبته بأفكار المستنيرة وقدمت له الذنب,العار,الندم |
Bütün bu suçluluk duygusunu taşımayı bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك التوقف عن حمل كل هذا الذنب علي عاتقك |
Bir keresinde bana suçluluk duygusunu, davranışları için başka bahaneleri kalmadığında, güçsüz insanların hissettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | ...اتذكر قولك ذات مرة ...الذنب شيئا ما يشعره الصغار عندما يلتمسون الاعذار لتصرفاتهم |
Sadece sebep olduğu üzüntüyü değil aynı zamanda hissettirdiği suçluluk duygusunu da. | Open Subtitles | ليس فقط الحزن المتعلق بالأمر ولكن كذلك الشعور بالذنب المرتبط به |
Seneler önce Kara Peri'nin beni... öldürmediğini öğrenmek içindeki suçluluk duygusunu... bir nebze hafifletmiştir. | Open Subtitles | حتماً هذا يخفّف عنك ذلك الشعور بالذنب باكتشافك أنّي لمْ أمت على يد الحوريّة السوداء قبل كلّ تلك السنوات |
İçimdeki suçluluk duygusunu bir türlü söküp atamıyordum | Open Subtitles | لم اتمكن من الهرب من الشعور بالذنب |
- Seçtiği kurbanlar suçluluk duygusunu azaltma çabası olabilir. | Open Subtitles | - صحيح - كذلك اختياره للضحايا قد يكون محاولة لتخفيف الشعور بالذنب |
Ne de olsa birinin suçluluk duygusunu iyileştiremezsin. | Open Subtitles | "كلا، لا تستطيع شفاء أحدٌ ينتابه الشعور بالذنب" |
suçluluk duygusunu mezara götürdü. | Open Subtitles | و رافقه الشعور بالذنب إلى قبره. |
Onu öyle görünce hissettiğim suçluluk duygusunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأتذكر رؤيته وذلك الشعور.. بالذنب |
Şüpheli pişmanlık duyuyor ve kendi suçluluk duygusunu ailelere yansıtıyor. | Open Subtitles | حسنا,اذن لدينا جانٍ يظهر الندم و من ثم يسقط ندمه على والدي الضحية |