Madem annem sunağın yerini değiştirmek istemiyor, burada kalsa olmaz mı? | Open Subtitles | دان, لو لم توافق علي نقل المذبح أيمكن أن نتركه هنا؟ |
Rahibeler küçük kiliseye sığınıp, sürü gibi sunağın etrafında toplanmıştı. | Open Subtitles | كانت الراهبات ملتجآت في الكنيسة وقد تجمعن حول المذبح |
Arka sokaklardaki meyhanelerde otururken de... sunağın önünde dururken de aynı rahatlığa sahipti. | Open Subtitles | الذى كان كجلوس مريح على مقعد الحانة فى الزقاق الخلفى بينما كان يَبلغ المذبح أثناء كتلة عالية |
Çocuklara sunağın arkasında komünyondan fazlasını veriyordu. | Open Subtitles | هذا واضح، لأنه يقوم بإغواء الأطفال خلف المذبح |
Onu kiliselerindeki bir sunağın içine tıktılar. | Open Subtitles | أقفلوا عليه بإحكام في مذبح في كنيستهم |
Kişinin sunağı kuşsa rahip, kuşun başını ayıracak, kanatlarını koparacak ve sunağın üzerinde yakacak. | Open Subtitles | اذا تقدّمت حمامة للتضحِية يجب على الكاهن أن يفصل رأسها وأن يقتلع جناحيها وأن يقوم بحرقها على المذبح |
Ama ben böyle bir sunağın altında evlenecek olsaydım bir hafta içinde boşanırdım. | Open Subtitles | إن كنت ساتزوج وبدا المذبح كهذا لتم طلاقي خلال أسبوع. |
sunağın her tarafında şeytani kalıntılar var. | Open Subtitles | هنالك مخلفات شيطانية في هذا المذبح |
Mihrabın ve sunağın yerine de mi karar vereceğim? | Open Subtitles | و مذبح الكنيّسة ، و المذبح الرئيسي ؟ |
Sonra sembolü yakıyorsunuz ve sunağın içine atıyorsunuz. | Open Subtitles | ثم تشعلونها، تضعونها في المذبح. |
Bir Taocu bornozu giydi ve sunağın önüne geldi | Open Subtitles | وضع علية رداء الطاوية، وجاء أمام المذبح |
sunağın boynuzlarına! | Open Subtitles | إلى مستوى قرون المذبح |
sunağın, eski bir ağaç kökü olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت المذبح قرمة مجوّفة. |
Ülkemin hükümdarı, Oedipus, görüyorsun sunağın etrafında bizi, | Open Subtitles | حاكمبلادي.. ( أوديبس ) أنت ترى تجمعنا عند المذبح وأنا، قسّ(زيوس) |
- Kilisede, sunağın yanında. | Open Subtitles | في الكنيسة، بجانب المذبح. |
Orada dar bir geçiş var hemen sunağın altında. | Open Subtitles | هُنالك معبر، خلف المذبح |
Burada kutsal sunağı ile bir ev, burada ise evlerin evi, aile muhafazası kutsal sunağın olması gerektiği yerde insanlarla birlikte, ve burada köyün tamamı -- halkaların halkasının halkasında şefin geniş ailesi, yakın ailesi burada, buradaysa bu büyüklükte küçücük bir köy var. | TED | لدينا هنا بيت يضم المذبح مقدس, و هنا مجمع البيوت, العائلة المقربة, مع البشر هنا حيث المذبح المقدس, و هنا منظر عام للقرية -- حلقة من حلقات حلقة مع العائلة الموسعة للرئيس هنا ، وأسرة الرئيس المباشر هنا ، وهنا توجد قرية صغيرة فقط بهذا الحجم. |
sunağın boynuzlarına! | Open Subtitles | ! إلى مستوى قرون المذبح |
Bir tür sunağın ortasında. Bu felsefe taşı olmalı. | Open Subtitles | أنه فى منتصف مذبح ما، لابد أنه "حجر الفلاسفة" |