Size sunabileceğim çok şeyim yok ama her neyim varsa isteyin, sizin olsun. | Open Subtitles | لديّ القليل لأقدمه لكن أياً كان ما عليّ تقديمه اطلبيه وسيكون لكِ |
Maalesef sana sunabileceğim tek şey elini sıkmak olur. | Open Subtitles | حسناً، أعتذر أنّ كل ما يمكنني تقديمه هو مصافحة يد |
Size sunabileceğim tek şey buysa, yarın güneş doğmadan ben ve adamlarım ölmüş oluruz, | Open Subtitles | لو كان ذلك كل ما يمكنني تقديمه لكِ إذاً أنا ورجالي سنكون في عداد الموتى قبل شروق الشمس |
Ama korkarım, size bütün sunabileceğim yer yatağı olacak. | Open Subtitles | لكن أخشى أن كل ما يمكني عرضه عليكم هو الأرض |
Sana tek sunabileceğim bu. | Open Subtitles | كل ما أستطيع عرضه عليك هو هؤلاء |
En azından sana sunabileceğim bu. | Open Subtitles | هذا أقل ما يمكنني عرضه الآن |
Bak sana sunabileceğim her şeyi göstermek istiyorum. | Open Subtitles | انظر,أريد أن أريك جميع ما يمكنني تقديمه |
Bana yakın mı olmak istiyordun, Lila? sunabileceğim en yakın durum bu. | Open Subtitles | أردت أن تكوني بقربي يا (ليلى)، هذا أكثر ما يمكنني تقديمه |
Sana sunabileceğim bir şey yok mu? | Open Subtitles | حقاً لا شيء أستطيع تقديمه ؟ |
Varlık geçmişi, onu nasıl işe aldığımız ve Başkan'a sunabileceğim yaptığı işler. | Open Subtitles | عن تاريخ عملائها كيف جندوه أي عمل فعله, هذا للأن ما يمكنني تقديمه لـ (رئيس الولايات المتحدة) |
Ancak seni kızdırma riskini alarak,sunabileceğim şey hakkında net bilgi vereyim | Open Subtitles | دعيني اوضّح ما يمكنني تقديمه |
En azından sana sunabileceğim bu. | Open Subtitles | هذا أقل ما يمكنني عرضه الآن |