Tüm çocuklarına sınıfta kahvaltı sundu. | TED | قدمت وجبة الإفطار في الفصل الدراسي لكل أطفالها. |
Her aile çok nadide hazinelerden birini sundu. Onları saklayacaksın. | Open Subtitles | كل العائلات قدمت شيئا من أكثر كنوزها فى القيمه |
Şimdi, bu hareketlerle karşı karşıya kalarak son zamanlarda, Batılı konuşmaları çoğu zaman iki hatalı cevap sundu. | TED | بعد مواجهة هذه الحركات في السنوات الأخيرة ، قدّم الخطاب الغربي غالباً رأيين خاطئين. |
Ve ilginçtir ki laboratuvar özgeçmişi deneyinin yazarı bir çeşit çözüm sundu. | TED | والمثير للاهتمام، أن كاتب تجربة المختبر الخاص بالسير الذاتية عرضت علينا بعض الحلول. |
Fosil yakıta olan eğilimimiz atmosferdeki k-14 oranını azaltarak bize yeni tablolar sundu. | Open Subtitles | ميلنا للوقود المستخرج منذ ذلك الحين قد خفف ذلك الكاربون 14 في الغلاف الجوي، أعطانا معايير مختلفة. |
Vali, halka seni veya peygamberi sundu. | Open Subtitles | لقد قدم لهم الحاكم ، اما النبى و اما انت |
Ama sadece beş oyuncak sundu. | Open Subtitles | نعم، لكنهم عرضوا فقط تقريبا خمس ألعاب توصل |
Kovanın lideri bir zaman sınırı altındaymışız gibi bir senaryo sundu bize. | Open Subtitles | زعيمة السفينة الظام قدمت سيناريو يبدو وكأننا تحت رحمة الوقت |
Kovanın lideri bir zaman sınırı altındaymışız gibi bir senaryo sundu bize. | Open Subtitles | زعيمة السفينة الظام قدمت سيناريو يبدو وكأننا تحت رحمة الوقت |
İçlerinden biri, bizim yıldızların içeriğine dair anlayışımızın anahtarını sundu. | Open Subtitles | واحدة منهم قدمت مفتاحاً لفهمنا المادة المكونة للنجوم |
Sayın Yargıç, Bayan Lockhart Chicago polis bilgisayar sisteminde olan metedaya'yı sundu, | Open Subtitles | شرفك، قدمت السيدة لوكهارت الفوقية من نظام الكمبيوتر شرطة شيكاغو، |
Platon, kendisinden sonra gelen liderlere ve düşünürlere, bir başlangıç sundu. | TED | قدّم أفلاطون للقادة والمفكرين الذين جاؤوا من بعده مكانًا للبدء. |
Milattan Önce 132 yılında Çinli bilge Zhang Heng, en son icadını Han sarayına sundu. | TED | في عام 132 للميلاد، قدّم الموسوعي الصيني زانغ هينغ أحدث اختراعاته لمحكمة هان. |
Macaristan'nın başbakanı Viktor Orban çocuk sahibi olmak için yeni teşvik edici çözümünü sundu. | TED | الآن، رئيس وزراء هنغاريا فكتور أوربان قدّم حلّاً جديداً لمحاولة تحفيز الناس على إنجاب الأطفال. |
Medea Talos'a bir anlaşma sundu: cıvatayı çıkarması karşılığında Talos'u ölümsüz yapacaktı. | TED | عرضت ميديا علي تالوس صفقة: لقد ادعت أنها تستطيع جعل تالوس خالدًا للأبد وفي المقابل يجب عليه أن يزيل المسمار. |
Rahibe hanım iyi niyetle bize gizlice geceleyecek yer sundu. | Open Subtitles | المبجلة ... عرضت علينا بكل رحابة صدر أن تؤوينا عندها الليلة. |
Rahibe Marcella gerçek tevazu göstermem için bana bir şans sundu... | Open Subtitles | "الأمّ مارسيلا" عرضت عليّ الفرصة لأظهر التواضع الحقّ .. |
Bilim de bize yaratılışa dair yeni bir perspektif sundu. | Open Subtitles | و العلم قد أعطانا منظور جديد عن الخلق |
İlah vasıflarını gümüş tepside sundu. | Open Subtitles | لقد قدم لهم قمه ثقافه العصر علي طبق من الفضه |
Savunma, konumu gereği, size alternatif bir senaryo sundu. | Open Subtitles | بالنسبة لمحاموا الدفاع، كـ جزء من قضيتهم قد عرضوا عليكم رواية بديلة |
Yeni kurulmuş Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Konseyine ilk krizi İran sundu. | Open Subtitles | قدّمت إيران لمجلس الأمن التابع لمنظمة الأمم المتحدة المؤسسة حديثًا أولى الأزمات لمناقشتها |
Çalışan geçit onların haklı olduğuna dair kanıt sundu. | Open Subtitles | كون البوابة قد فعلت أعطاهم كل مايحتاجون لإثبات أنهم على حق , طول المدى |
Bu özel kamera, oldukça çok karşılaşılan hayvanların yaptığı, ama bizim bir kerelik göz açıp kapamada göremediğimiz şeyleri görüş olanağı sundu. | TED | هذه الكاميرا الفريدة أعطتنا رؤية أوضح لما تفعله الحيوانات الشائعة ولكننا لا نستطيع رؤيته في غمضة عين. |
Önceden bize karşı görevlerini ihmal eder göründüğü için özürlerini sundu. | Open Subtitles | وقدم اعتذاره الخالص على تقصيره السابق في واجبه تجاهنا |
Voyager 2, rüzgarın 1600 km hızla estiği en uzak gezegen Neptün'ün ve kaynayan nitrojen gayzerlerinin 8 km yükseğe fışkırdığı uydusu Triton'un fotoğrafını sundu. | Open Subtitles | منحتنا "فوياجر إثنان" أولى الصور لأبعد الكواكب الخارجية نيبتون مع رياحٍ تهدرُ بسرعة ألف ميل في الساعة. |
Sahip olduğu tek değerli şeyi, servetini , sana sundu. | Open Subtitles | عرض عليكِ الشيء الوحيد القيم الذي يملكه مصدر دخله... |