Dünyanın dört bir yanındaki bu sunuculardan birinden diğerine aktarılıyorlar. | Open Subtitles | يتم نقلُها و إيداعها في هذه الخوادم على مُستوى العالم. |
Ve bu çocuklar anlayacağınız gibi sinirlenerek ve incinmiş şekilde sunuculardan çıkıyorlardı. | TED | وبالطبع، هؤلاء الأطفال يسجلون خروجهم من هذه الخوادم مدفوعين بالغضب والألم. |
Dünyanın dört bir yanındaki bu sunuculardan birinden diğerine aktarılıyorlar. | Open Subtitles | يتم تداولهم في هذه الخوادم على مستوى العالم. |
Bir bilgisayar ağı virüsü, bu sabah, Türkiye'deki sunuculardan birinde harekete geçirilmiş. | Open Subtitles | فيروس الكتروني تم إطلاقه هذا الصباح من سيرفر في تركيا |
sunuculardan birine müdahale etmesi için burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنه هنا ليضع جهاز تصنت بأحد السيرفرات |
Çocuklar hala bağımsız sunuculardan video yüklüyorlar. | Open Subtitles | لا زال الأطفال يرفعون مقاطع الفيديو على سيرفرات مستقلة |
sunuculardan bazılarını yeniden yönlendiririm diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر أن أعيد توجيه بعض الخوادم |
Buz kaydığında sunuculardan birini tamir ediyordum. | Open Subtitles | كنت أصلح أحد الخوادم عندما إهتز الجليد و ... |
Tabii Langley gördüğün o sunuculardan bir şey çıkarmazsa. | Open Subtitles | عن هذه الخوادم التى رأيتها |
Wright-Patterson'daki sunuculardan aldım. Size tek gereken bir firma. | Open Subtitles | جلبتهم بتروٍّ من الخوادم في (رايت باترسون). |
Bir bilgisayar ağı virüsü, bu sabah, Türkiye'deki sunuculardan birinde harekete geçirilmiş. | Open Subtitles | فيروس الكتروني تم إطلاقه هذا الصباح من سيرفر في تركيا |
sunuculardan hiçbirine giremiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الدخول علي أي سيرفر |
sunuculardan birini inceliyordum. | Open Subtitles | كنت أراجع أحد السيرفرات |
GÖrünüşe göre sunuculardan biri Dorris Archer'ın kaybolduğu geceki yayını saklamış. | Open Subtitles | يبدو أن أحد سيرفرات البروكسي استقبل ما كان يرسله ليلة اختفاء (دوريس آرشر) |