Susan'ın teçhizatı bu: dört ampul, radyo, belki küçük bir el feneri, çatıda küçük bir güneş paneli. | TED | هذه هي عِدة سوزان: أربع مصابيح كهربائية، راديو، وكشاف نور صغير، ولوح شمسي صغير على السطح. |
Susan'ın sinirleri çok gergin. Bu tür soruların yararı yok. | Open Subtitles | سوزان كَانتْ تحت الإجهادِ الفظيعِ، وذلك النوعِ مِنْ التحقيقِ لَنْ يُساعدَ. |
Önemli olan Susan'ın ölümüyle ilgili bir soruşturmayı sana ulaşmadan sona erdirmek. | Open Subtitles | الغرض هو ايقاف اى محاولة فى التحقيق فى موت سوزان |
- Susan'ın özel hayatını bilmem. | Open Subtitles | ـ أنا لا أعرف شيئا عن حياة سوزان الشخصية. |
Susan'ın eskiden görüştüğü bir adamdı ve yeniden ortaya çıktı. | Open Subtitles | كلّ أعرفه بأنّ سوزان كانت تراه واختفى ثم ظهر ثانية ـ متى؟ |
Jamie Susan'ın ilk kız arkadaşının ismiydi biz de Jordy'e döndük. | Open Subtitles | جيمي كان اسم صديقة سوزان الاولى لذلك عدنا جوردي |
Carol ve Susan'ın ikram servisiyle ilgilenen kadın, hafta sonu bisiklet kazası geçirmiş ve tüm vücudu alçı içindeymiş. | Open Subtitles | المصمم لعرس سوزان و كارول حصلت له حادثة بالدراجة و هي مشغولة الآن في أمور الطفل |
Bunu söyleyeceğime inanamıyorum ama Susan'ın haklı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنني سوف أقول هذا و لكن سوزان على حق |
Bugün burada Carol ve Susan'ın kutsal evliliğine katılmak için toplandık. | Open Subtitles | لننضم إلى كارول و سوزان في هذا الزواج المقدس |
- Susan'ın dediğini duydun. - Susan yalan söylüyordu. | Open Subtitles | ـ لقد سمعتي ما قالته سوزان ـ سوزان كانت تكذب |
Susan'ın ölümünden beni suçladıklarına dair bir şeyler hissediyorum sürekli. | Open Subtitles | لطالما شعرت بداخلي أنهما يلومانني على موت سوزان. |
Şimdi izin verirsen Susan'ın ailesine bir taziye mektubu yazacağım. | Open Subtitles | إذا كنت لا تمانعين أود أن أكتب رسالة عزاء لعائلة سوزان |
Böyle bir durumda, Susan'ın... neden oğlunu alıkoyduğumuzu merak etmesi gerekmez miydi? | Open Subtitles | تعرف في وقت كهذا سوزان يجب ان تعرف لم ابنها محتجز |
Susan'ın söylediği... Tam olarak doğru değil. İyi bir insan değilim. | Open Subtitles | .. ما قالته "سوزان" لم يكن صحيحاً أنا لستُ شخصاً صالحاً |
İşte bu yüzden arkadaşlarım Susan'ın iyi şansını duyduklarında, karşı koyamadılar. | Open Subtitles | لذا عندما سمعت صديقاتي بالحظ الجيد الذي صادف سوزان لم يستطعن المقاومة |
Ama doktorun söyledikleri Susan'ın onu rüyalarında görmesine engel olamadı. | Open Subtitles | ولكن ما لم يتمكن الطبيب من منع سوزان من فعله هو أن تحلم بذلك هو أن تحلم بذلك |
Susan'ın giyinip giyinmediğine bakabilir misin Lütfen? | Open Subtitles | ايمكنكِ التأكد من ان سوزان ارتدت ملابسها . من فضلك؟ |
Susan'ın akciğerlerinde büyük bir kan pıhtısı var. | Open Subtitles | .. سوزان مصابة بجلطة دموية كبيره في رئتها |
Rodriguez'e göre Susan'ın için kapsamı geniş tutmalıymışım. | Open Subtitles | رودريجيز يعتقد انه يجب ان ادخل منظار داخل سوزان |
Diyorum ki, Susan'ın konuşmasının ortasında birden uyansam izleyicilerin çok hoşuna gider. | Open Subtitles | تعرف،انا كنت افكر كم سيحب المشاهد لو فجأه استيقظت في وسط خطاب سوزان |
Sana, annemin, babamın, benim ve Susan'ın... birkaç gün içinde Karachi'ye gideceğimizi söylemek için geldim. | Open Subtitles | ..لقد عدت فقط لأخبرك أن أبي وأمي وأنا وسوزان سوف نذهب إلى كراتشي لبضعة أيام |