General Decker, eğer hemen susmazsan... seni görevden alacağım. | Open Subtitles | جينرال ديكير أن لم تصمت سأعفيك من القياده |
Evet, ve eğer susmazsan sana da sürtüğüm demeye başlayacağım. | Open Subtitles | نعم، وأنا سأبدأ بتسميتك عاهرتي إذا لم تصمت |
Eğer susmazsan yanlış durumu göstereceğim sana. | Open Subtitles | ساضع قدمي على مؤخرتك ان لم تصمت |
Eğer susmazsan seni pataklayacak olan kişi. | Open Subtitles | الشخص الّذي سيصفكَ اذا لم تصمتْ. |
Sonra yanımdaki masaya döndüm ve oturanın gözlerinin içine bakarak "Eğer susmazsan, oraya gelip seni sustururum" dedim. | Open Subtitles | لذا آنعطفتُ إلى الطاولة التي بجانبي... ونظرتُ إلى عينه, وقلتُ له " إذ لم تصمتْ, سأتي إليك وسأجعلكَ تصمت " |
- susmazsan şimdi bitireceğim. - Ben gidiyorum. | Open Subtitles | ـ نعم ،سأفعل هذا الآن إذا لم تصمتي ـ سأغادر ،مع السلامة |
susmazsan lanet kafanı keseceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بقطع رأسك اللعين إن لم تصمت. |
Mooney, hemen susmazsan seni Santa Catalina'ya gönderirim. | Open Subtitles | (موني) إذا لم تصمت سأقوم برميك إلى (كاتالينا) |
Frank, ne ötüyorsun hiç anlamadım ama susmazsan bu buz küreğini sokarım bir yerine. | Open Subtitles | فرانك) لا أعلم مالذي تتحدث عنه ؟ ) ولكن إذا لم تصمت |
Eğer bir an önce susmazsan, Burke olabilirsin. | Open Subtitles | أجل ، و إذا إستطعت أن تصمت من فترة لأخرى . (فيمكنك أن تكون من عائلة (بورك |
Charlie, susmazsan ikimiz de öleceğiz. Tamam mı? | Open Subtitles | (تشارلي), إذا لم تصمت سنكون في عداد الموتى , صحيح ؟ |
Cindy susmazsan hepimizi öldürecekler. | Open Subtitles | إذا لم تصمتي فسوف يقتلوننا كلنا |
Şuna bir bakaIım. susmazsan sana yumruk atarım. | Open Subtitles | لسـت مرتاحا لما يجري - ان لم تصمتي سـألكمك - |