| Ama, biliyorsunuz, uzak sularda hemen susuzluğunu gidermek değildir. | Open Subtitles | لكن ، تعلمين ، بعد المياه لا يطفئ العطش فوري |
| susuzluğunu nasıl gidereceğini bilen bir adamdan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | وانا اعجب بالرجل الي يعرف كيف يزيل العطش |
| Ve kaya ağladı taze su damlacıklarıyla ve onun susuzluğunu giderdi. | Open Subtitles | وبكت الصخرة دموعاً من المياه العذبة وروى ظمأه |
| Evi karıştırmakla kalmamış, küstah herif bir yandan da susuzluğunu gidermiş. | Open Subtitles | أحد اللصوص كان يملك الجرأة ليروي ظمأه أثناء نهبه لشقتنا |
| İntikam susuzluğunu gidermek için çölde bir damla da olsa su aramak zor bir iştir dostum. | Open Subtitles | البحث في الصحراء عن نقطة انتقام لإرواء عطش غير قابل للإخماد .هو نزهة وحيدة، يا صديقي |
| Kılıcımın hırsının kanla doyana kadar susuzluğunu girmesini sağla ve düşmanım son uykusuna yatana kadar.. | Open Subtitles | فلتدع سيفى يلتهم من أمامه ويروى عطشه من دمهم وينام عدوى للأبد |
| susuzluğunu bastırmak için koca Nil mi gerekiyor? | Open Subtitles | أتحتاج لنهر النيل بأكمله لتروي ظمأك ؟ |
| Onlar tutkunun susuzluğunu çekmez ya da kayıp aşklarının serabının ardından körlemesine gitmez. | Open Subtitles | لا يقاسون من ظمأ الهوى أو يترنحون من سراب الحب الضائع |
| Evet, hava sıcakken susuzluğunu gideren en güzel içecektir. | Open Subtitles | -أجل إنه أفضل مشروب من أجل القضاء على العطش في هذا الطقس الحار |
| Evet, insanın susuzluğunu alevlendiriyor. | Open Subtitles | نعم، فإنه يهيج العطش في رجل. |
| .. susuzluğunu ancak su giderebiliyor! | Open Subtitles | - - الماء فقط هو الذى يروى العطش |
| susuzluğunu tedavi edebileceğime eminim ama bu zaman alır. | Open Subtitles | اعتقد اني سأعالج ظمأه لكنه سيستغرق وقت |
| susuzluğunu tedavi edeceğine eminim, ama zaman alacak. | Open Subtitles | اعتقد اني سأعالج ظمأه لكنه سيستغرق وقت |
| O gece,ufaklık kana olan susuzluğunu gidermişti. Hairy'nin kendisini asla affetmeyeceğini bilerek. | Open Subtitles | تلك الليلة؛ روى (ليل دايس) ظمأه للقتل رغم أنه عرف أنّ (شاغي) لن يغفرله أبداً |
| Afganistan'da Amerika'nın petrol susuzluğunu gidermek için. | Open Subtitles | لكي يرون عطش بترول أمريكا |
| - Savaşın susuzluğunu gidermek için. | Open Subtitles | إرواء عطش المعركة |
| Portakal suyu mu yoksa elma suyu mu susuzluğunu gidersin? | Open Subtitles | إما عصير البرتقال أو عصير التفاح ليروي به عطشه |
| Belki de susuzluğunu tek kurban çözmemiştir. | Open Subtitles | عطشه قد لا يكون إرتوى بضحيّة واحدة. |
| Kutuyu susturmak için susuzluğunu gider bizim kanımızla. | Open Subtitles | "لإخماد الصندوق" "أخمد عطشه" "بدمائنا الخاصة" |
| susuzluğunu bastırmak için koca Nil mi gerekiyor? | Open Subtitles | أتحتاج لنهر النيل بأكمله لتروي ظمأك ؟ |
| İçip susuzluğunu giderebilirsin. | Open Subtitles | * بإمكانكَ أن تشرب وتروي ظمأك * |
| Onlar tutkunun susuzluğunu çekmez ya da kayıp aşklarının serabının ardından körlemesine gitmez. | Open Subtitles | لا يقاسون من ظمأ الهوى أو يترنحون من سراب الحب الضائع |