Evet, ama yemekten daha önemli... Aslında portakal suyuna bir şeyler ekledim. | Open Subtitles | أجل ، لكن الأهم من الطعام فقد أضفت شيء إلى عصير البرتقال |
Bizim oralarda domates suyuna çiğ yumurta atıp onu içeriz. | Open Subtitles | في مسقط رأسي نلقي بيضة نيئة في عصير الطماطم ونشربه |
İnsan dışkısı en saf hâliyle, içme suyuna, banyo suyuna, yıkama suyuna, sulama suyuna, gördüğünüz her türlü suya geri döner. | TED | فضلات البشر بشكلها المعتاد، تجد طريقها لمياه الشرب والاستحمام والغسيل، و مياه الري وشتى أنواع المياه. |
Pteropodun kabuğu bu yüzyılın sonuna kadar olmasını umduğumuz pH değerindeki deniz suyuna yerleştirildi. | TED | وضِعَت قشرة جناحيات الارجل داخل مياه البحر فى درجة الحموضه التى توقعناها بحلول نهاية القرن. |
Burkina Faso'da insanlar hala ölüyor ve temiz içme suyuna erişim hâlâ büyük bir sorun. | TED | الناس لازالوا يموتون في بوركينا فاسو والحصول على ماء نظيف للشرب لازالت مشكلة كبيرة |
Sizin gibi güzel bir kadını kaybeden her erkek ateş suyuna düşerdi. - Gördünüz mü? Bob oradaydı. | Open Subtitles | أعنى خسارة محاربة جميلة مثلك يوصل أي رجل إلى ماء مغلى |
Diğer ucunda çatalı var, böylece eti alıp suyuna batırabilirsiniz. | Open Subtitles | بها شوكة في نهايتها ترفعون اللحم و تغرسوها في مرق اللحم |
Susamış görünüyorsun. Meyve suyuna ne dersin? | Open Subtitles | تبدو جافاً بعض الشيىء ما رأيك في بعض العصير ؟ |
Bir kutu Oreo bisküviyi elma suyuna batırmayı önerirdim ama belki o dönem bitmiştir. | Open Subtitles | كنت سأقترح صندوق من البسكويت نغمسه في عصير التفاح ، ولكن ربما أنها تخطت ذلك |
İnsanın meyve suyuna ihtiyacı olur! -Bak dostum. | Open Subtitles | أريد عصير الأشخاص تحتاج للعصير انتظر يا رجل |
...Bu nedenle, eleme işlemi süresince elektronların tadı üzüm suyuna benzemektedir. | Open Subtitles | وبالتالي بعد عمليات الاستخلاص يكون مذاق الإلكترون مثل عصير العنب. |
Portakal suyuna 18 dolar. | Open Subtitles | ثمانية عشر دولاراً مِن أجِل عصير البُرتقال |
Bunlar kesinlikle evinde yaptığın meyve veya sebze suyuna benzemez. | Open Subtitles | لا تُقارن بطريقتنا التي نصنع بها .. عصير الخضروات والفواكة في المنزل |
2100 yılına kadar beklediğimiz bir pH'a sahip deniz suyuna yerleştirildiler. | TED | لقد تم وضعهم فى مياه البحر عند حموضه توقعناها بحلول نهاية عام 2100. |
Endüstriyel amaçlı kullanıma kıyasla deniz suyuna eklediğimizde iki kat daha fazla CO2 absorbe ediyoruz. | TED | يمكنك امتصاص ثاني أكسيد الكربون بمعدل مرتين أكثر عند إضافته إلى مياه البحر عند استخدامه صناعيًا. |
Portakal suyuna kattık. Ama içmek için...su içmek için, şişe suyu kullandık. | Open Subtitles | و لكن لكى نشرب مياه مباشرةً نستخدم زجاجات المياه |
Bay Gray bir tanesini Boston içme suyuna atmak istiyor. | Open Subtitles | سيد: جراى لابد وأنة يريد أن يحصل على واحدة يضعها داخل خزان ماء بوسطن |
...bu da deniz suyuna dayanma ve DNA'yı koruma şansını yükseltir. | Open Subtitles | لمقاومة ماء البحر والحفاظ على الحمض النووي |
İyileşecekler, fakat onları acilen biraz ruh suyuna sokmam gerekiyor. | Open Subtitles | , أنهم سيكونون بخير لكن أحتاج أن أجعلهم في ماء روحي الآن |
Küçükken hasta olursam en lezzetli tavuk suyuna çorbayı yapar, içinde servis ederdi. | Open Subtitles | حين كنت فتاةً صغيرة, إذا مرضت كانت تعد ألذ حساء مرق الدجاج وتقدمه لي فيه |
Siz de ilgisini çekmek için portakal suyuna bir şeyler kattınız. | Open Subtitles | لذا شوّكت برتقالها العصير لإسترعاء إنتباهها. |
- Portakal suyuna karıştır. | Open Subtitles | إذاً، إجعليه يبدو كعصير البرتقال |
Tüm yapmamız gereken gazlı siyah erik suyuna bir şirketin neler yaptığına bakmamız. Ne iğrenç. | TED | كل ما يجب علينا فعله أن نلاحظ ماذا فعلت شركة واحدة بعصير الخوخ الغازى. شىء مثير للإشمئزاز. |
Huyu suyuna denk. | Open Subtitles | فإن إيقاعهما متناغم تماماً |
Şunun kafasıyla et suyuna çorba mı yapsak? | Open Subtitles | هذا الرأس هناك هل بإمكاننا استخدامه من أجل صنع بعض الحساء ؟ |
Mineral içeriği, şişe suyuna uyuyor ama daha ilginç olanı içeriğinde bir bakteri ailesine rastladım fakat hala ne olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | تركيب العناصر المعدنية يطابق الماء المعدني المعبأ لكن الذي كان غريباً جداً أنه يحتوي على سلاله من البكتيريا |