Ordu tüccarlarla işbirliği yapmalı. Bize en çok o yardımcı oldu. | Open Subtitles | على الجيش التعامل مع التجار أمثاله كان نافعا لنا كثيرا في عدة مرات |
Bu yüzden mi bu sefer tüccarlarla gelmedi? | Open Subtitles | ولهذا الامر لم يأتى التجار فى الميعاد المحدد لهم. |
Bu sabah, öteki tüccarlarla birlikte geldi. | Open Subtitles | وصل إلى هنا بقاربه هذا الصباح وبرفقته بعض التجار الآخرين |
Evet, oradaki tüccarlarla konuşmak için vekilharç ile birlikte gittim. | Open Subtitles | أجل، مع الكبير (دومو) للتحدث مع التجار هناك في (أوساكا) |
Bu oturma odası şu an yenileniyor ama, burası Bay Mckenzie'nin kahvaltısını edip, anlaşmaları hazırlayıp yerel tüccarlarla görüştüğü yer. | Open Subtitles | هذه غرفة التجاره، حالياً تحت التجديد لكنها المكان الذي كان يفطر فيه السيد"ماكنزي" يكتب العقود ويلتقي بكبار التجار |