Ayrıca keskin nişancı tüfeğiyle 2.5 kilometre öteden öldürücü vuruş yapar. | Open Subtitles | وقالت انها هي القاتلة مع قناص بندقية من بعد ميل ونصف. |
Bunu oldukça iyi anlayabiliyorum. Saçmayla dolu bir af tüfeğiyle yakın mesafeli ateş. | Open Subtitles | . أنا أتفهم ذلك تماماً بندقية صيّد مليئة بالرصاص ، عن قرب |
Ya da av tüfeğiyle etrafta dolaşacaksın. | Open Subtitles | إمّا هذا أو أنّكَ ستهيم ثائراً وبحوزتكَ بندقية صيد. |
-Ne tuhaftır ki, insanları bir av tüfeğiyle vurup kafalarını kesmeyi seviyor. | Open Subtitles | يحب أن يصيب الناس ببندقية ويقتلع رؤوسهم. |
Elinde tüfeğiyle, faşist istilacıların ana vatanımıza attığı her bir adım için ayrı ayrı cezalandırılacağını anlamalarını sağladı. | Open Subtitles | مسلح ببندقية. وبسرعة جعل الغزاة يُدركوا أنه من اليوم. |
Dün gece boya tüfeğiyle neler yaptığınızı öğrenmem gerek. | Open Subtitles | " راي " أريد أن أعرف ما حدث يوم أمس بسلاح الألوان |
Ama bu herif tüfeğiyle masum çocukları tehdit ediyor." | Open Subtitles | هذا الرجل يحمل بندقية على مجموعة من الاطفال لا حول لهم ولا قوة |
Pekâlâ. Rachel'ın eski erkek arkadaşı doğum günü partime av tüfeğiyle geldi. | Open Subtitles | حسناً، أتى صديق راشيل السابق إلى حفلة عيد ميلادي ومعه بندقية |
Uzun menzilli 7 milimetrelik keskin nişancı tüfeğiyle iki kez vurulmuş. | Open Subtitles | أطلق عليه النار برصاصتين من عيار كبير الحجم، بندقية قناص 7 ميليمترات |
Aynısını sana da yapmak için elinde bir keskin nişancı tüfeğiyle herhangi bir yerde bekliyor olabilir. | Open Subtitles | بامكانه أن يكون بأي مكان بالجوار مع بندقية قنص يتطلع لقتلك |
Şey, ben olduğumu sanmıyorum. Her kimdiyse bir suikast tüfeğiyle vurulmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | أيا كان اطلاق النار عليه بندقية على ما يبدو. |
Daha kısa ve daha hızlı biri de 6 mm saldırı tüfeğiyle katılmış. | Open Subtitles | وهناك شخص أصغر وأسرع يمتلك بندقية ذات رصاص بحجم 6 ملم |
Evet, verandada oturmuş LSD kullanmış vaziyette... bir av tüfeğiyle içeri girebilirim. | Open Subtitles | بأستطاعتي الجلوس على الشُرفة مع بندقية , أسكب الحامض |
Konserde çalarken, bundan daha kötüsü olamaz dediğin anda tişört tüfeğiyle şişman bir kızı suratından vuruyorsun. | Open Subtitles | تعزف في حفلة، وعندما تظن أن الأمر لا يمكن أن يسوء أكثر، تطلق النار على وجه فتاة بدينة من بندقية إطلاق قمصان. |
Biri tişört tüfeğiyle suratından vuruldu. | Open Subtitles | أَصيبت إحداهن في وجهها بواسطة بندقية قمصان. |
O sabah otelin kapıcısı Roland Meeks, uyandırma işini 12 kalibrelik bir av tüfeğiyle yapmış. | Open Subtitles | في هذا الصباح ، كان الحارس يقوم بدوريته مع ... بندقية من عيار 12 من غرفة لغرفة ... |
Oraya gidersen önce seni tüfeğiyle vurur sonra da tecavüz eder. | Open Subtitles | ستذهب إلى هناك ، و ستجد بأنه ينتظرك ببندقية سنتصل بالشرطة و ننتظرهم |
Jedi Obi-Wan Kenobi'yi, sadece bir keskin nişancı tüfeğiyle öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل الجاداي اوبي وان كانوبي لكن ببندقية قناص |
Yani birisi tüfeğiyle falan herhangi bir zamanda oraya girebilir. | Open Subtitles | أعني أي أحد يستطيع الدخول إلى هناك في أي وقت ببندقية أو شيء |
Tıpkı şunun gibi bir av tüfeğiyle vurulmuş. | Open Subtitles | لقد قتل بسلاح قاذف مثل هذا تماماً |
Buford'ların av tüfeğiyle. Tutmuş, nişan almış ve ateşlemişsin. | Open Subtitles | بسلاح " بيوفورد " القاذف حملته وصوبت به وأطلقته |