Dün gece Tüm şehir sokaklara dökülmüş kutlama yapıyordu çünkü sonunda geldiğini duymuştuk. | Open Subtitles | الليلة الفائتة , المدينة بأكملها كانت تحتفل بالشوارع لأننا علمنا أنك أخيراً وصلت |
Tüm şehir UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı kapsamındadır. | TED | المدينة بأكملها هي موقع تراث عالمي لليونسكو. |
Düşünsene, Tüm şehir uykuda. | Open Subtitles | .فكري فقط .المدينة كلها نائمة .إنهم لا يعرفون شيئاً |
Tüm şehir onu uğurlamaya gelmiş. Herkes şarkı söyleyip dans etmiş. | Open Subtitles | المدينة كلها أتت لتودعه الناس كانوا يرقصون ويغنون |
Evet, Tüm şehir cehenneme döndü zaten. Rahat işeyecek bir yer kalmadı. | Open Subtitles | نعم , على المدينة بأسرها أن تذهب إلى الجحيم لا يمكنك أن تتبول في أي مكان |
Tüm şehir şehrin her bölümü Bushwick, Jamaica, Washington Heights Brownsville, Harlem... | Open Subtitles | كل المدينة جميع انحاء المدينة بوشويك , جمايكا واشنطن , هايتس |
Peki Tüm şehir sürücüsüz araçlardan oluşsaydı ne olurdu? | TED | لكن ما الذي من الممكن أن يحدث في حال كانت المدينة بأكملها ذاتية القيادة. |
Yakında Tüm şehir bizim malımızı kullanıyor olacak. | Open Subtitles | المدينة بأكملها ستتهافت على بضاعتنا قريبا |
Bunu her kim yapıyorsa Tüm şehir ayaklarının altında. | Open Subtitles | أياً يكن الفاعل فأمامه المدينة بأكملها ليختار منها |
Tüm şehir sular altında, efendim. Elimizden birşey gelmiyor. | Open Subtitles | المدينة بأكملها غارقة في المياه لا يسعنا فعل أي شيء |
Ama bugün .. bedelini Tüm şehir ödüyor. | Open Subtitles | ولكن اليوم.. المدينة بأكملها تدفع الثمن. |
" Bu dokunmuş kolyeyi taktığında, Tüm şehir avucunun içinde olur." | Open Subtitles | عندما ترتدي هذه القلادة فأنت تملك المدينة كلها بين يديك |
" Bu dokunmuş kolyeyi taktığında, Tüm şehir avucunun içinde olur." | Open Subtitles | عندما ترتدي هذه القلادة فأنت تملك المدينة كلها بين يديك |
Fairfax ve Carter. Tüm şehir onların. | Open Subtitles | فيرفاكس، وكارتر، يسيطران على المدينة كلها. |
Nehir boyunca koştum. Görmeliydiniz, Tüm şehir alarmda. | Open Subtitles | لقد مررت بالنهر ورأيت ما لا يُصدق المدينة بأسرها في حالة فوضى |
Tüm şehir alarmdan sonra çıldırmış ve sen çıldırmakta geç kalmışsın. | Open Subtitles | تزاحمت عليها المدينة بأسرها عقب الإنذار، وأنت تأخرت |
Öyle bir düğün yapmalıyız ki Tüm şehir şaşırsın. | Open Subtitles | الآن أنا سَأَحتفل بهذا الزواج ..بمثل هذهالإحتفالاتِتلك. التي ستنظر اليها كل المدينة |
Bu iş bittikten sonra tüm organizasyon değişecek, tüm rotalar değişecek, Tüm şehir değişecek. | Open Subtitles | وعندما ينتهي كل هذا الهراء ستتغير المنظمة ستتغير الطرقات ستتغير هذه المدينة بالكامل |
Tüm şehir boyunca... | Open Subtitles | سريات من الشرطة نزلت إلى الشوارع طوق الدخان كامل المدينة |
Buradan Tüm şehir görünüyor. | Open Subtitles | رائع أنت يُمْكِنُ أَنْ تَرى كامل المدينةِ مِنْ هنا |
Tüm şehir otomobillere tıkışmıştı. | Open Subtitles | المدينة بكاملها كانت تحتشد في السيارات كل نهاية أسبوع |
Tüm şehir biliyor mu? Ben kızla görüşmek istemiyorum. | Open Subtitles | الا تعلم المدينه كلها ظ لا اريد مقابله اي فتاه |
Dün gece silahını olsaydı bugün Tüm şehir ölmüş olurdu. | Open Subtitles | إذا كنتم كلكم تسلحتم البارحة، هذه البلدة كلها ستكون ميتة |
Bu hiç adil değil ama! Tüm şehir babamın karşısında! | Open Subtitles | أن تكون كل البلدة ضد والدي, سيقولون طبعاً أنه هو من قام بذلك |
Tüm şehir onu baş tacı etmiş durumda. Ama adamın ürettiği bir şey yok. Bir icraatı yok. | Open Subtitles | المدينة برمتها تعتبر رجلك مثالياً لكنه لا يجني شيئاً ولا يفعل شيئاً |
Tüm şehir ayaklarımın altındaydı. | Open Subtitles | أضواء المدينة كُلها كانت تحتي. |