tüm bunlardan olumlu bir şeyler çıkardığınıza sevindim. | Open Subtitles | إننى سعيد بأنك خرجت بشىء إيجابى من كل هذا |
Zaten buraya da tüm bunlardan uzak durabilmek için geldim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنني قد جئت إلى هنا هرباً من كل هذا |
Evet, böyle bir şey yaşandıktan sonra tüm bunlardan kaçmanız gerekirdi. | Open Subtitles | أجل وسوف تعتقد أن تلك النجاة الصعبة ربما تحفزك للخروج من كل هذا |
Ben de istiyorum, tüm bunlardan sıkıldım. | Open Subtitles | واريد ان اكون كذلك لانى فاض بى من كل ذلك |
Biraz yürürse düzelir diye düşündüm, ama sanırım tüm bunlardan kalbi zarar gördü. | Open Subtitles | إعتقدتُ a مشي يُساعدُ، لكن أعتقد كُلّ ذلك جَعلَ أذى قلبُه. |
..eğer herkesi bir araya getirip... ..tüm bunlardan sorumlu olan kişiye adaleti getirirsek. | Open Subtitles | لو أمكننا أن نجمع الكل سوياً لتحقيق العدالة تجاه المسؤول عن كل ذلك |
tüm bunlardan uzakta bir kaç güne ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت تحتاج الى قضاء عدة أيام بعيداً عن كل هذا |
tüm bunlardan iyi bir şeye doğabileceği umudunu bana verdiğiniz için. | Open Subtitles | لاعطائي املاً ان هناك شيئاً جيدا ممكن ان ياتي من كل هذا |
Onu tüm bunlardan korumaya çalışıyorsan, yaşayacak yeni bir yer bulduğumuzda, işleri eski yöntemle hâlletmeye dönmeyi düşünmeli miyiz sence? | Open Subtitles | إذا كنت تحاول حمايتها من كل هذا فهل تعتقد ربما عندما نجد مكاناً جديداً |
Mesele şu ki, kardeşim, o trene tüm bunlardan uzaklaşmak için bindim. | Open Subtitles | المغزى من كل هذا يا أخ , انا ذهبت الى القطار لأبتعد عن كل ما كان في السابق , لأبتعد عن حياة الكدح والتعب |
Bana kalsa tüm bunlardan hiç düşünmeden kaçardım ve arkama bakmazdım bile. | Open Subtitles | أود الخروج من كل هذا, بلمح البصر, و لا أعود أبداً |
Kızını da alıp tüm bunlardan uzaklaşmalısın. | Open Subtitles | انت يجب الحصول على فتاتك والحصول على واضحة من كل هذا. |
Lütfen bana tüm bunlardan sıyrılıp kendi yoluma neden gitmemem gerektiğini açıkla. | Open Subtitles | فسر لى لماذا لا أخلص نفسى من كل هذا الأمر وامضى فى طريقى |
Ben öldürürse tüm bunlardan kurtulabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | هل تعتقد أن من يقتلني قادرة على تحرير نفسه من كل هذا |
tüm bunlardan sağ olarak çıkan insanın kaderinde çok daha fazlası vardır. | Open Subtitles | الرجل الناجي من كل هذا يشاء القدر له دورًا أعظم بكثير. |
tüm bunlardan ne çıkardın, Watson? | Open Subtitles | ماذا استنتجت من كل هذا يا واطسون ؟ |
tüm bunlardan uzaklaşıp bir molaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج فقط الى إستراحة قصيرة من كل هذا |
Ted. Tatlım, tüm bunlardan kurtulacağız. | Open Subtitles | تيد عزيزتى, سوف نخرج من كل ذلك سنُبرّئك |
Lütfen, tüm bunlardan yoruldum artık. | Open Subtitles | من فضلك, لقد تقاعدت من كل ذلك. |
Onu tüm bunlardan kurtarmıştık. | Open Subtitles | حرّرنَاها مِنْ كُلّ ذلك. |
Lara ile tüm bunlardan uzaktım ve bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | كنت بعيد عن كل ذلك , كنت مع لارا وكنا نتجادل |
Onları tüm bunlardan uzağa konferans salonuna götüreyim. | Open Subtitles | سأصطحبهم إلى غرفة المؤتمرات الآن، بعيداً عن كل هذا |
tüm bunlardan önce. | Open Subtitles | عن فران , قبل كل هذا وحتى قبل أن نكون على الطائرة |