Bunlar Birleşmiş Milletler'in nüfus verileri, görmüş olabilirsiniz, tüm dünya için. | TED | هذه بيانات إحصائية الأمم المتحدة للسكان ربما رأيتموها، للعالم |
Bu saray da yanmalı, tüm dünya için kutsal savaşın bitişinin bir simgesi olmalı artık Pers İmparatorluğu'nun kalmadığının, Alexander'ın, Yunanistan'ın öcünü alışının simgesi. | Open Subtitles | كما ان هذا القصر يعتبر رمزا للعالم كله على ان الحرب المقدسة قد انتهت لم يعد هناك وجود للامبراطورية الفارسية لقد انتقم الاسكندر لليونان |
tüm dünya için bir mesajdı, mesaj açıktı: | Open Subtitles | : كانت رسالة للعالم كله، وكانت رسالة واضحة |
tüm dünya için önerebileceim en iyi arkadaş. | Open Subtitles | صديقة أفضل لا يمكنني تمنّي أفضل منها للعالم |
Almanlar ve de tüm dünya için harika planlarım var. | Open Subtitles | كانت لدي خطط عظيمة للألمان والعالم |
Almanlar ve de tüm dünya için harika planlarım var. | Open Subtitles | كانت لدي خطط عظيمة للألمان والعالم |
Bu yaptığının sadece senin için değil tüm dünya için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك تعتقد أنني أبحث عن ذلك أعرف أهمية ما تقوم به، ليس لك فقط، بل للعالم أيضاً |
tüm dünya için bir felaket demek olabilir! | Open Subtitles | ممكن أن يعني الكارثة الكاملة للعالم بأكمله |
Sadece kendi ülkesi için değil tüm dünya için. | Open Subtitles | إنه رمز الأمل ليس لوطنه فقط بل للعالم أجمع |
I rüya gerçek oldu sanırım. Eğer sonuçta tüm dünya için koku getirdi. I'm üzgünüm rüya vermedi. | Open Subtitles | أعتقد أن حلمكِ قد تحقق لقد وصل عطركِ للعالم كله في نهاية الأمر |
Ben, tüm dünya için, yürüyen adamdım. | TED | وكنت بالنسبة للعالم .. الرجل الذي يمشي |
Afrika'da 1 milyar insanın işe ihtiyacı olacak, eğer ekonomimizi yeteri kadar hızlı büyütmezsek, saatli bir bomba üzerinde oturuyoruz, bu sadece Afrika için değil tüm dünya için geçerlidir. | TED | سيحتاج مليار أفريقي للعمل، لذا إن لم تنمو اقتصاداتنا بالسرعة الكافية، سنكون كالجالس على قنبلة موقوتة، ليس فقط لأفريقيا بل للعالم جميعا. |
Fikir için daha fazla talep olmalıdır, hani az evvel bahsettiğim büyük piyasalar, ve tüm dünya için daha büyük bir fikir kaynağı. | TED | نحن بحاجة إلى زيادة الطلب على الأفكار، تلك الأسواق الكبيرة التي كنت أتحدث عنها في وقت سابق، وزيادة المعروض من الأفكار للعالم . |
Bu ulus için, tüm dünya için ve doğrusu uluslararası uzay yolculuğu için muazzam bir an bu. | Open Subtitles | هذه لحظة هائلة لهذه الأمة، للعالم... . وبالفعل، للسفر الدولي في الفضاء |
Sadece şirketlerimiz için değil, tüm dünya için hem de. | Open Subtitles | ليس فقط لشركتنا ولكن للعالم أجمع |
Bebeğin için dileyebileceğim en iyi büyük anne, tüm dünya için en iyi arkadaş | Open Subtitles | "جدّة أفضل لم أستطع تمنّيها لطفلتكِ" "صديقة أفضل لم أستطع تمنّيها... للعالم" |
tüm dünya için kötü bu. | Open Subtitles | هذا سيئ للعالم بأسره |
Vay, kız tüm dünya için yeterince iyi, ama Yolanda'ya göre değil. | Open Subtitles | واو، انها جيدة بما فيه الكفاية بالنسبة للعالم كله (لكن ليس ( يولاندا |