O yüzden, bu küçük parçaları biraraya toplayıp tüm hataları giderecek yeni bir metot yaratmamız gerekti. | TED | لذا فقد توجب علينا إقتراح طريقة جديدة لوضع هذه القطع الصغيرة سوياً وتصحيح كل الأخطاء |
O anda sanki bana vahiy indi. Birden yaptığım tüm hataları gördüm. | Open Subtitles | كنت موجود عند ظهورها وفجأة رأيت كل الأخطاء التي إقترفتها |
En önemlisi, siz genç ve aptal biri iken yaptığınız tüm hataları hatırlayacaksınız. | Open Subtitles | , لكن أهم شئ أنت ستتذكر كل الأخطاء التي ارتكبتهاعندما كنت صغيراً |
Yaptığım tüm hataları geçmişte bırakabilecek kıza, işte o anda aşık olmuştum. | Open Subtitles | تلك كانت اللحظة التي وقعت في حبها هذه الفتاة التي تغاضت عن كل الأخطاء التي قمت بها |
Seninle yaptığım tüm hataları yeniden yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | كل الاخطاء التي ارتكبتها معك لا اريد تكرارها |
Pazarlık ederken yapılabilecek tüm hataları yaptım. | Open Subtitles | قمت بالوقوع في كل الأخطاء الممكنة في المفاوضات. |
Seninle ne kadar gurur duyduğunu hayat boyu yaptığı tüm hataları nasıl önleyip, düzelttiğinden bahsetti. | Open Subtitles | لقد أخبرتني كم هيَّ فخورةٌ بأنكِّ تمكّنت من تجنبِ كل الأخطاء |
Bizimkinde yaptığımız tüm hataları telafi edebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني اصلاح كل الأخطاء التي قمنا بها في زفافنا |
Yarı yaşındaki adamların yapmadığı tüm hataları yapmış, yaşamış ama hepsinden ders almış biri. | Open Subtitles | انه ارتكب كل الأخطاء التى لم يفعلها رجل في نصف عمره حتى الآن ولكنه، تعلم منهم كلهم |
tüm hataları düzeltebiliriz. | Open Subtitles | يمكنُنا إصلاح كل الأخطاء |
Akladım yaptığım tüm hataları. | Open Subtitles | يمكنني تبرير... كل الأخطاء في حياتي |
Akladım yaptığım tüm hataları. | Open Subtitles | يمكنني تبرير... كل الأخطاء في حياتي |
İstediğin tüm hataları, inşallah kendi yaşındaki kızlarla yaparsın. | Open Subtitles | يمكنك ان تفعل كل الاخطاء التي تريد, مع |