Tüm kadınların kollarında savunma yaraları var. | Open Subtitles | جميع النساء لديهن جروح دفاعية على اذرعهن |
Dünyadaki Tüm kadınların arasından yazılı olarak bana suikast düzenleyen kadını seçmezdin. | Open Subtitles | من جميع النساء في العالم ، لم تختار إلا الوحيدة الوحيدة، وأود أن أضيف، التي اغتالتني أساسياً في الطباعة. |
Geçen geceki kadını bulmak için ofisine giren Tüm kadınların bir listesini istiyoruz. | Open Subtitles | نحتاج إلى قائمة جميع النساء في مكتبك, ممكن أن تكون. كنت متبوعا ليلة أمس. |
Ve bu süre içinde Wisteria Lane'deki Tüm kadınların düşmanı haline gelmişti. | Open Subtitles | وفي ذلك الوقت أصبح عدوا لكل امرأة في ويستيريا لين |
Aslında sıradan bir erkek, topu Tüm kadınların %98'inden daha uzağa atabilir. | TED | في الحقيقة، يستطيع الرجل رمي الكرة بمعدل أكثر بنسبة 98٪ من كل النساء. |
Kim düşünürdü ki, tanıdığım Tüm kadınların içinde ona karşı önlem almadığım kadın beni nakavt edecek. | Open Subtitles | ،من كان بإمكانه أن يعرف ...من بين كلّ النساء اللاتي عرفتهن الوحيدة التي استسلمت إليها أعطتني اللكمة القاضية |
Burada havuzda. Ama burada sağlıklı bir bir inşaat ustası, daha uzun boylu, daha güçlü Tüm kadınların dikkatini çeken harika biri. | TED | هذا هو في حمّام السباحة . لكنه هنا في أتم صحة ، كعامل بناء ، طويل ، قوي ، يحصل على جميع النساء ، شاب مدهش . |
Tüm kadınların fahişemsi bir tarafı vardır. | Open Subtitles | جميع النساء لديهم الجانب الداعر |
Ailemdeki Tüm kadınların toplamından daha uzun. | Open Subtitles | هي أطول من جميع النساء في عائلتي مجتمعين! |
Benim adım S.S. Hahn ve elimde mahkeme kararı var bu tesiste Kod 1 2 ile tutulan Tüm kadınların salınmasına yönelik. | Open Subtitles | اسمي إس إس هاهن ولدي أمر قضائي، بالإفراج الفوري عن جميع النساء المحتجزات... في هذه المؤسسة والمحددين بناءً المادة 12 |
- Haftalardır hayatındaki Tüm kadınların sana kötü Davrandıklarını gördüm. | Open Subtitles | - لقد رأيتك= تستلقى لمدة أسابيع من جميع النساء فى حياتك |
Joseph Keller, Stanford kampüsünde dolaşırken, orada yürüyüş yapan Tüm kadınların dikkatini çekerdi. | TED | اعتاد (جوزيف كيلر) أن يهرول حول حرم جامعة ستانفورد، و دُهش بسبب جميع النساء اللواتي يهرولن هناك أيضًا. |
Bence bu sayfadaki Tüm kadınların izini sürmeliyiz ve bakalım, birinin bildiği bir şey bizi Lisa ve Michelle'e götürebilecek mi? | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نجد جميع النساء في هذه القائمة ونرى ما اذا كان أي منهم يعرف شيئا يمكن أن تقودنا إلى( ليزا و ميشيل) |
Tüm kadınların kendisine aşık olacağını sanıyor. | Open Subtitles | إنه يظن أن جميع النساء تحبه |
- Tüm kadınların aptal olduğunu da? - Hayır! - Neyse, alacağımı aldım. | Open Subtitles | اعترفي بأن جميع النساء غبيات - لا - |
Ülkedeki Tüm kadınların pap testine ulaşmasını sağlamak, biliyorum. | Open Subtitles | جعل اختبار الكشف عن سرطان عنق الرحـــم مـــتاح لكل امرأة في البــلاد. إنّني أعلم ذلك. |
Görüşme yaptığım Tüm kadınların içinde, beni en çok Yemen'den Fayza etkiledi. | TED | من بين كل النساء اللاتي قابلت، فايزة من اليمن كانت الأكثر تأثيرا علي |
Tüm kadınların isteyeceği bir vücudu var. İdeal kadın. | Open Subtitles | .الجسد الذي تحلمن به كل النساء إنها مثالية |