Diğer taraftan tüm kanıtları yok edip ağzımızı kapalı tutabiliriz. | Open Subtitles | من ناحية أخرى , ندمّر كل الأدلة وسنغلق أفواهنا |
tüm kanıtları gördüğümüzü biliyorum, ...ama kanıtların arasında farklı olan bir şey, her hangi bir şey, var mı ? | Open Subtitles | أنا أعرف أننا رأينا كل الأدلة لكن هل هناك أى شئ ، أى شئ مهما كان بين الأدلة غير متلائم معها ؟ |
- Ay doğduğunda ihtiyacınız olan tüm kanıtları göreceksiniz. | Open Subtitles | حينما يطلع القمر سيكون لديكم كل الأدلة التي تحتاجونها |
Ortakların tüm kanıtları yok etti. | Open Subtitles | مما دعا شركاؤكِ إلى محو جميع الأدلة الجنائية |
Sana tüm kanıtları daha sonra gösteririm. | Open Subtitles | لكن ليس هناك شكّ سأريكِ كلّ الأدلّة لاحقاً |
Tüm bunlar, ihtiyacım olan tüm kanıtları bulabilmem için bana yeterli zamanı sunacaktı. | Open Subtitles | ذلك سيمنحني ما يكفي من الوقت للحصول على كلّ الأدلة التي أحتاجها. |
Bak bizde bundan hoşlanmıyoruz, ancak Miami Polisi sizin ofisi bugün basacak, ve Şef çok endişeli sizin tüm kanıtları kapıyı tekmelediğimiz anda saniyeler içinde yoketmenizden, bu yüzden şimdi bizim seni ofisine geri götürmemiz vee bilgi işlem biriminize şu küçük şeyi yerleştirmen gerekiyor. | Open Subtitles | انظر نحن لا يعجبنا هذا أيضا ولكن شرطة ميامي ستداهم مكتبكم اليوم والشريف قلق انكم ستقومون بتدمير كل الأدلة |
Bekle bir saniye, bugün kullanmayı planladığı tüm kanıtları kabul edilemez yapmaz mı peki? | Open Subtitles | مهلاً، ألا يعني أنّ كل الأدلة التي يفكر باستخدامها مرفوضة ؟ |
Cornell tüm kanıtları bana gösterdi. | Open Subtitles | أحضرتني إلى القسم و أرتني كل الأدلة كورنيل |
Güzel bir skandal için gerekli tüm kanıtları topladım. | Open Subtitles | أنّي جمعت كل الأدلة لنشر فضيحة من الطراز القديم |
-Zack, başlamadan önce tüm kanıtları gözden geçirecek zamana sahip olmanı istiyorum. | Open Subtitles | التأكد من أنك أمضيت ما يفكي من الوقت لمراجعة كل الأدلة أنت رأيت صور مسرح الجريمة , صحيح ؟ |
Beyler, bugün sizlere sunulan tüm kanıtları duydunuz, ama nihayetinde, karar aşamasında her şey vicdanınızın sesine bağlı. | Open Subtitles | "ايها السادة،" "قد سمعتم كل الأدلة التي طُرحت أمامكم اليوم،" "لكن في الختام، الأمر يتعلق بضمائر" |
O şu an orada tüm kanıtları temizliyor olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تكون هناك الآن تزيل كل الأدلة |
Seninle ilgili, yasal veya yasal olmayan tüm kanıtları vereceğim. | Open Subtitles | جميع الأدلة ضدك ، القانونية وغير القانونية |
Mahkememde toplanıp tüm kanıtları doğru düzgün inceleyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نجتمع في محكمتي وسنسمع جميع الأدلة |
Başka bir kat daha kurmadan cesedi çıkartamayız böylece bu alanı hem su basmaz hem de tüm kanıtları yok etmez. | Open Subtitles | أجل، لا يمكننا أن نخرجه حتى نبني سداً آخر عكس التيار... حتى لا تفيض هذه المنطقة وتدمّر جميع الأدلة. |
Siz bu operasyonu iptal ederseniz, elimdeki tüm kanıtları size vereceğim. | Open Subtitles | كلّ الأدلّة التي أملكها مقابل سلطتكَ لإلغاء هذا الأمر. |
FBI'ın Culpepper ve Kadjic'le ilgili sahip olduğu tüm kanıtları yok ettim. | Open Subtitles | لقد دمّرت كلّ الأدلة التي لدى مكتب التحقيقات الفيدرالى (عن (كالبيبر) و(كادجيك |
Cesedi temizledim. Benimle bağlantısı olacak tüm kanıtları yok ettim. | Open Subtitles | لذلك نظفت الجسد, وأزلت كل الأدله التى تربطها بى |
Göreviniz, sunulan tüm kanıtları dikkatle incelemek... ..ve sanığın suçunun sabit olup olmadığını belirlemek. | Open Subtitles | أن تفحصوا بدقة كل الادلة التى تم تقديمها وتقرروا أذا ما كانت التهمة ضد المتهم تم أثباتها |
Polis, Bodeen hakkında elimizdeki tüm kanıtları... | Open Subtitles | الشرطة تطلب ان ننقل جميع الادلة لدينا ضد بودوين اليهم |