- Yani Tüm yolu, bana yeni bir başlangıç yaptığını söylemeye mi geldin? | Open Subtitles | -وأنتي جئتي طوال الطريق إلى هنا لإسقاط المعارف التي ستبدأين بها صفحة جديدة. |
- Daha bakmadım. Beraber bakabilelim diye Tüm yolu koştum. | Open Subtitles | أنا ركضت طوال الطريق إلى البيت لننظر إليه معاً . |
Damian, o yorgun, Nasıra'dan buraya Tüm yolu yürüyerek gelmiş. | Open Subtitles | داميان متعب، لقد مشى كل الطريق من نازارين |
California'ya kadar Tüm yolu onunla mı gideceksin? | Open Subtitles | هل ستقودين معه كل الطريق إلى كاليفورنيا؟ |
Trendeydik... tren durdu ve polis geldi daha sonra Tüm yolu koşarak buraya geldik.. | Open Subtitles | كنا في القطار، توقف القطار، وجاءت الشرطة، جرينا على طول الطريق هنا، و وجدنا هنا شرطة أكثر. |
Hırvatistan'a kadar Tüm yolu bize bazı bilgiler vermek için mi geldin? | Open Subtitles | جئت للتو على طول الطريق إلى كرواتيا فقط لتعطينا بعض البحوث؟ |
Evet, bu arada tanker Tüm yolu kapatmış. | Open Subtitles | حسنآ ، الشاحنة تسببت في غلق الطريق بأكمله |
Ross'tan buraya Tüm yolu kendi başına geldi. | Open Subtitles | جاءتْ طول الطّريق ظهر مِنْ روس '. |
Ona dikkat et. Hey, Jacobs! Limandan buraya Tüm yolu koştun mu? | Open Subtitles | إنتبه لهذا !"جيكوبز" ركضتَ كل المسافة من عند حوض السفن؟ بنفس الخطوات؟ |
Düşündüm de, bu yıl Tüm yolu gideceksek tüm bu olayları değiştirmeliyiz. | Open Subtitles | كنت أفكر. إن كنا سنستمر طوال الطريق, هذه السنة. يجب أن نغير الأمور. |
Hanyang'dan buraya kadar Tüm yolu koştum. | Open Subtitles | لقد جريت طوال الطريق من هانيانغ |
Tüm yolu yürüdüm. Kimse arabasına almadı. | Open Subtitles | لقد مشيت طوال الطريق لن ترينني أقود |
Tüm yolu seninle yürümemi istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا ترغبين أن أرافقكِ طوال الطريق ؟ |
Oraya kadar Tüm yolu tepeceğim, o kahrolası yere gideceğim. | Open Subtitles | سوف اسير كل الطريق الى هناك كل الطريق وحدي |
ancak niyeyse, gerçekten de Tüm yolu olmaları gerektiği yere kadar teptim. | Open Subtitles | و أعود لهم و لكن لسبب ما ذهبت حقاً كل الطريق إلى حيث كان يجب أن تكون فيه |
Açabilir ve toz var mı bakabiliriz çünkü toz varsa, Tüm yolu temizlememiz gerekiyor. | Open Subtitles | بحيث يمكن فتحه فضلا عن رؤية ما إذا كان هناك أي غبار لأنه إذا كان هناك غبار فذلك يعني أنه علينا تنظيف كل الطريق |
- ve Tüm yolu bu parti için mi geldin? | Open Subtitles | وجاء لك على طول الطريق هنا للحصول على الحزب؟ |
Başarılı olması için kuşların microlight ile Tüm yolu katedecek kadar güçlü olması gerekiyor. | Open Subtitles | لتحقيق النجاح ، يجب أن تكون الطيور لائقة بدرجة كافية لمواكبة الطائرة الشراعية على طول الطريق. |
Sahile doğru Tüm yolu git, tam sağ tarafta. | Open Subtitles | على طول الطريق وصولاً إلى الشاطىء وبقدر ما يمكنك الذهاب وستكون على يمينك |
Tüm yolu kapatıyorsunuz! | Open Subtitles | أنت تغلق الطريق بأكمله |
Palm Beach'ten Miami kasap dükkanına Tüm yolu eminim dizlerime kapanmak için geldiniz. | Open Subtitles | قُدتَ طول الطّريق إلى بالم بيتش مِنْ دكانِ جزَّارِ كَ... وأَنا متأكّدُ هو كَانَ أَنْ يَتذلّلَ، أَنْ لا يُحاضرَ. |
İki işi birden yapıyorsun. Rutin anternmanının bir parçası yani. Rainier Valley'den Tüm yolu koşarak geliyor, Chuck. | Open Subtitles | .تجعل من الأمر عادةً مجرد جزء من روتينك الآن هل تصدق أنه ركض كل المسافة من "رينير فالي" إلى هنا؟ |
Öyle olsun! Tüm yolu seni görmek için gelmiştim! | Open Subtitles | قطعت كل تلك المسافة الى هنا لرؤيتك |