Sonra anlatırım. O kuşu tüpe sokun! Çekin o merdiveni! | Open Subtitles | سأخبركِ لاحقاً , ضع الطائرة بممر الإنطلاق |
Hadi! O kuşu tüpe sok. O kuşu tüpe sok. | Open Subtitles | لنذهب , ضع تلك الطائرة بممر الإنطلاق ضع مركبة (شو بوت) بممر الإنطلاق |
Delici-emici ağız parçası gaga denilen, uzun, tüpe benzer bir yapıdan oluşur. | TED | الجزء الفموي الثاقب الماص يتكون من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى المنقار. |
Buna yapın lütfen. İdrarınızı yapın. Birazını bu tüpe... | Open Subtitles | من فضلك عليك أن تتبول قليلا إلى هذا الإنبوب |
Bunu tüpe geri sok, bakalım. | Open Subtitles | أعد معجون الأسنان إلى داخل الأنبوبة |
Hortum şeklindeki ağız parçası, çiçeklerdeki nektarı emmek için kullanılan pipete benzeyen uzun, tüpe benzer hortum diye adlandırılan bir yapıya sahip olan delici-emici gaganın daha dostça bir versiyonudur. | TED | الأجزاء الفموية الماصة، هي نسخة ألطف من المنقار الثاقب الماص، يتكون أيضاً من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى الخرطوم تعمل كأنبوبة لامتصاص الرحيق من الورود. |
Peki akciğer kapasitenizi ölçebilmem için bu tüpe üflemeye ne dersiniz?" | TED | ما رأيك في النّفخ عبر هذا الأنبوب حتّى أقيس قدرتك الرّئويّة؟" |
Burada balığı tutuyorum, şimdi de sırtındaki tüpe dokunuyorum, dokunur dokunmaz biyolüminesans maddenin fışkırdığını göreceksiniz. | TED | انا امسك بها، و انا أهم بلمس ذلك الأنبوب فوق كتفها، وعندما افعل ذلك سوف ترون الضوء الحيوي يخرج منها. |
Reflektör tarafından yansıtılabilir, sonra doğruca tüpe geri döner, merceklere yönelir ve biz onu binanın içinde algılarız. | Open Subtitles | قد ينعكس بواسطة العاكس ومن ثمّ يعود من خلال الأنبوب ثانية, شاقاً طريقه من خلال المنظار وسنستشعره داخل البناية. |
Bu, hızlı sıralar halinde resimlerin tüpe yollanmasıyla olur. | Open Subtitles | هي سلسلة سريعة ما زالت الصور أطلقت ضدّ الإنبوب. |
Sadece tüpe azıcık tıkla. | Open Subtitles | فقط إنقر قليلا على الإنبوب.. |