ويكيبيديا

    "türkiye'" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في تركيا
        
    • تركيا في
        
    • من تركيا
        
    • فى تركيا
        
    • في وسط تركيا
        
    • إلى تركيا
        
    • تركيا أو
        
    • تركيا حيث
        
    • خارج تركيا
        
    Anneannem gibi kadınların Türkiye'de yaptıkları bir başka şey de aynaları kadifelerle örtmek veya ters çevirerek duvara asmaktır. TED أمر آخر تفعله نساء كجدتي في تركيا هو تغطية المرايا بقماش من القطيفة, أو تعليقها على الجدران وهي مقلوبة.
    - Sen ona bakma. Türkiye'de herşey mümkündür. Seni kaçakçılıktan suçlamayabilirler. Open Subtitles كل شيء محتمل في تركيا انهم قد لا يعاقبونك على التهريب
    Duyduğum ve de şahsen inandığım bir hikayede Türkiye'deki günleri anlatılıyor. Open Subtitles قصه اخبرها لي بعض الفتيان.وهي التي اصدقها من ايامه في تركيا
    Gezegenin en büyük petrol ve gaz kaynaklarından bazıları Türkiye'nin doğusunda Orta Asya'dan Afganistan'a uzanan hat üzerinde yer alır. Open Subtitles بعضا من أكبر حقول النفط و الغاز في العالم موجودة في شرق تركيا في حزام عبر آسيا الوسطى حتى أفغانستان
    Sırbistan'daki havaalanını, Moskova, Paris arası hızlı tren hattını, Türkiye'deki gaz boru hatlarını, Makedonya'daki bir otoyol köprüsünü o destekliyor. Open Subtitles مطارات في صربيا، خط سكة حديد سريع بين موسكو وباريس وخطوط أنابيب غاز في تركيا ورسوم عبور الجسر في مقدونيا.
    Türkiye'nin Ermeni topluluğu içinde daha birkaç ay önce yaşandı. TED في المجتمع الارميني في تركيا منذ عدة شهور
    1950'de Türkiye ilk özgür ve adil seçimlerini yaptı. Daha otokratik, laik rejim böylece sona erdi, ki bu rejim Türkiye'nin doğuşuydu. TED ففي 1950 جرت اول انتخابات حرة في تركيا والتي انهت عصر الاستبداد العلماني وكانت تلك الانتخابات بداية انطلاقة تركيا
    Türkiye'deki dindar Müslümanlar, politik sistemi oy kullanarak değiştirebileceklerini gördüler. TED ووجد المحافظون الاسلاميون في تركيا ان التصويت هو الوسيلة الوحيدة للتغيير في تركيا
    İkincisi, son yirmi yıl içinde, küreselleşme sayesinde, pazar ekonomisi sayesinde, orta sınıfın yükselmesi sayesinde, Türkiye'de, benim tanımımla İslami çağcılığın yeniden doğuşunu gördük. TED كما انه في العقدين الأخيرين .. وبفضل العولمة واقتصاد السوق وبفضل نمو الطبقة الوسطى رأينا في تركيا ما اسميه انا اعادة ولادة الحداثة الاسلامية
    1999'da, Türkiye'deki büyük depremde, yerel malzemeler kullanarak bir barınak oluşturmak için oraya gittim. TED وفي عام 1999، في تركيا حين حدث زلزال كبير، ذهبت إلى هناك و باستخدام المواد المحلية قمت ببناء مخيمات
    Türkiye'de doğdum, Kürt bir aileden geliyorum ve ben henüz çocukken Danimarka'ya taşındık. TED ولدت في تركيا لأبويين كرديين وانتقلنا إلى الدنمارك عندما كنت طفلة.
    Ve orada, Türkiye'de olanlar bence her yerde olabilir. TED وأعتقد أيضًا أن ما حدث في تركيا يمكن أن يحدث في أي مكان.
    Erdoğan'ın Türkiye'sinde siyasi karikatürler yaptığı için. TED لأنه كان يرسم الكاريكاتير السياسي في تركيا تحت حكم أردوغان.
    Nicoal Sarkozy'nin aksine Atatürk, Türkiye'yi modernize etmek için insanları peçeden vazgeçirmek için istekliydi. TED آتاتورك وليس نيكولاس ساركوزي فقد كان حريصاً جداً على إلغاء الحجاب في تركيا لكي يدفعها إلى التمدن
    Sonra geçen yaz tatile Türkiye'ye geldim, ve evlendim. Open Subtitles ثم الصيف الماضي أتيت إلى تركيا في إجازة، و تزوجت
    Türkiye'de bir yerlerde. Bildiğimiz tek şey bu. Open Subtitles إنه في تركيا في مكان ما هذا كل ما وجدناه
    Çünkü Türkiye'den bir ürün alırsanız veya başka bir yerden, etiketi Türkçe değil, öyle ise bu yerel bir ürün değil. TED لأنه إذا وصلكم أي إنتاج من تركيا أو غيرها ليس مكتوبًا عليه باللغة التركية فإنه ليس إنتاجًا محليًّا.
    "Kopeikin firmamızın Türkiye temsilcisiydi beni eğlendirmesi gerektiğini sanıyor diye düşündüm. Open Subtitles كوباكن هو مندوب شركتنا فى تركيا و اعتقدت انه يريد ان يجعلنى احظى بوقت سعيد
    Türkiye'de insanlığın en eski çiftçi toplumlarından birinin kalıntılarının çıkarıldığı bir bölgeye gidiyorum. Open Subtitles إنني متوجه إلى منطقة حيثُ يُنقِّب الباحثون عن بعض من أقدم المجتمعات الزراعية البشرية. في وسط تركيا.
    O zamana kadar Amerikalılar benzer füzeleri çoktan Türkiye'ye götürmüştü bile. Open Subtitles في ذلك الوقت، كان الأميركيون بالفعل قد نقلوا صواريخ مماثلة إلى تركيا
    Türkiye'de haşhaş yetiştirdiği tarlaları varmış. Open Subtitles لدية حقول فى تركيا حيث يزرعون الخشخاش
    Bu sabah Türkiye'den bir grubun olası bir saldırısıyla alakalı bir söylenti vardı. Open Subtitles هناك حديث هذا الصباح عن احتمال وقوع بعض الهجمات من قبل جماعات خارج تركيا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد