| Akbabalara bakmak yerine, tüylere ve kemiklere bakın. | TED | بدلاً من أن تبحث عن النسور ابحث عن الريش والعظام النقية. |
| Aynı zamanda, tüyler dinozorların vücutlarına yayılarak seyrek tüy parçalarından bacaklarına kadar uzanan yoğun tüylere dönüştü | TED | في الوقت نفسه، الريش انتشر عبر جثث الديناصورات، وتحول من بقع متفرقة من زغب إلى ريش كثيف، الذي انتشر وصولاً إلى أرجلهم. |
| Birkaç fosil, tüylere rengini veren bazı molekülleri bile korumuş. | TED | القليل من الأحافير قد حافظت حتى على بعض من الجزيئات التي تعطي الريش ألوان. |
| tüylere alerjim olduğunu bilmiyor musun? Ben sosis istemiştim. | Open Subtitles | الأشياء ذات الريش هذه تسبب لي الحكة أنا أريد شطيرة نقانق. |
| Eğer dışarıda vakit geçirirken etrafınızdaki tüylere göz attıysanız fark etmişsinizdir ki çok çeşit ve büyüklükte, şekilde ve hatta renkte tüyler vardır | TED | فلو قضيت وقتًا خارج المنزل تتأمل الريش حولك، ستكون قد لاحظت أن هناك تلك التشكيلة الضخمة من الأحجام المختلفة، والأشكال وحتى الألوان. |
| O tüylere rağmen uçamıyor. | Open Subtitles | كل هذا الريش ومازال لا يستطيع الطيران |
| Şu tüylere bak. | Open Subtitles | أنظر إلى الريش الذي يكسوه. |
| tüylere bak! | Open Subtitles | انظر ، أحيانا الريش |
| Bahsi geçen tüylere nasıl gösteriş yapılacağını göstereceğim. | Open Subtitles | الريش المقال هو ما سيزدهي |
| İstersen tüylere dokunabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك لمس الريش إن أردت |