Bu sabah sizinle kalan bayanı kontrol etmek için kapınızı tıklattım ama cevap veren olmadı. | Open Subtitles | لقد طرقت على بابك اليوم لارى السيدة الشابة التى تعش معك ولم يجب احد |
Kapıyı tıklattım ve pencereden seni gördüm. | Open Subtitles | لقد طرقت ، وبعدها رأيتك من خلال الشباك وظننت انك لمحتني |
Komşusu beni aradı, yukarı gelip bir kaç kere kapıyı tıklattım hemencecik sakinleştiler. | Open Subtitles | ،إتصلوا بي الجيران, أتيت طرقت الباب بضعة مرات |
Hala şişmansın. tıklattım! | Open Subtitles | وانت ما زلت سمينا لقد لمستها |
Yine tıklattım. | Open Subtitles | لقد لمستها ثانيا |
Kapıyı tıklattım, bana defolup gitmemi söyledi. Bende dediğini yaptım. | Open Subtitles | لقد طرقت عليها فصرخت بي للذهاب فذهبت |
Kapıyı tıklattım, açıp içeri girdim ve Morgan Fairchild gördüğüm en küçük iç çamaşırını giyiyordu. | Open Subtitles | طرقت الباب, فتحته ودخلت و (مورجان فيرشايلد) ترتدي أصغر قطعة من الملابس الداخلية. |
- Kapıyı tıklattım. | Open Subtitles | ـ حسنا ، لقد طرقت |
tıklattım. Kitabı tıklattım. | Open Subtitles | قمت بذلك لقد طرقت على كتاب |
Molly'yi camda görünce kapıyı tıklattım. | Open Subtitles | رأيت (مولى) عبر النافذة لقد طرقت الباب |
- tıklattım. Gus, gördün mü? | Open Subtitles | -لقد لمستها يا (جاس)، ارايت هذا ؟ |
tıklattım. | Open Subtitles | لقد لمستها |