- Evet. Tırnaklarının altındaki DNA kendine aitmiş. | Open Subtitles | نعم,الحمض النووي الذي تحت أظافرها, هو حمضها النووي |
- Benim değil. Tırnaklarının altındaki benim derim olamaz. | Open Subtitles | ليس خاصّتي، مُحال أن يكون جلدي تحت أظافرها |
Ayrıca Tırnaklarının altındaki DNA ile de eşleşiyor. | Open Subtitles | و كذلك مطابق للحمض النووي الذي وجدناه تحت أظافرها |
Stella'nın Tırnaklarının altındaki deri ve saçın kendisinin olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | الجلد والشعر اللذان أزيلا من تحت أظافر (ستيلا) إتّضح أنّه يخصّها |
Lukas'ın Tırnaklarının altındaki onun derisi olabilir. | Open Subtitles | " قد تكون بشرته تحت أظافر " لوكاس |
Tabii Paul Wilkerman'ın Tırnaklarının altındaki senin DNA'n mı, değil mi yakında öğreniriz. | Open Subtitles | إن كان حمضك النووي هو ما (تحت أظافر جثة (بول ويلكرمان |
Doku onun kulağından Will'in Tırnaklarının altındaki onun kanı. | Open Subtitles | الأذن المبتورة تعود إليها، ودمها كان أسفل أظافر (ويل). |
Kurbanın Tırnaklarının altındaki deri örneği de Bay Queen'in DNA'sıyla eşleşiyor. | Open Subtitles | والجلد أسفل أظافر الضحية يطابق مورث السيد (كوين). |
Jeannie Hearne hakkındaki kesin sonuç ise Tırnaklarının altındaki poliüteran. | Open Subtitles | آه، والكلمة الأخيرة على جيني هيرن. فمن البولي يوريثين تحت أظافرها. |
Tırnaklarının altındaki deri lazım bana. | Open Subtitles | أحتاج الجلد للبصمات من تحت أظافرها |
Tırnaklarının altındaki deriden bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | الجينات تحت أظافرها غير حاسمة. |
Bu amfibi hayvanın nüfusu buraya, Tırnaklarının altındaki toprak ve bitki örtüsüyle uyan Potomac alanı yakınlarına kadar daralmış. | Open Subtitles | تقع تلك البرمائيات في أحد تجمّعات السكان المحليين هنا بالقرب من نهر (بوتوماك)... في منطقة تُطابق التربة والنباتات التي وجدتها تحت أظافرها. |
Lukas'ın Tırnaklarının altındaki deri kendisinin. | Open Subtitles | البشرة تحت أظافر " لوكاس " له |