| Sana onu Taşın içinde bırak demiştim. | Open Subtitles | أنا قلت لك أن نترك الشيء في الحجر |
| Taşın içinde bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء ما في الحجر |
| Taşın içinde | Open Subtitles | في الحجر |
| "Başarının anahtarı, Taşın içinde saklı." | Open Subtitles | "متجذر مفتاح النجاح في الصخرة". |
| Siz, özellikle bunu aramadıkça fiilen ortaya çıkarmak imkânsızdır ancak ışınlama kullanılarak Taşın içinde aşırı derecede iyi bir kapanma meydana getirilebilir. | Open Subtitles | والذي يسبب إنسداد رفيع جدا داخل الحجر وهذا تقريباً يستحيل كشفه إلا إذا كنت تبحثي عنه |
| Bu Taşın içinde sizi hangi cehennem bekliyor bilmiyorum ama beni soktuğun cehennemden daha kötü olamazlar. | Open Subtitles | أجهل أيّ جحيم ينتظرك داخل الحجر لكنّه لن يكون أسوأ من الجحيم الذي أشقيتني إيّاه. |
| Taşın içinde enerji alanı yaramak için. | Open Subtitles | وإنشاء حقل كمي داخل الحجر |