Ben masa numaramızı alayım, sen de taşıyabileceğin kadar içki getir. | Open Subtitles | سأذهب لإيجاد مائدتنا خذ أقصى المشاريب التي يمكنك حملها |
Cebinde taşıyabileceğin kadar ufak. Emniyet pimi var, paslanmaz çelik bir bıçak. - Beğendin mi? | Open Subtitles | يسهل حملها لصغرها، ولها قفل أمان، وشفرتها من الفولاذ، ما رأيكِ بها؟ |
taşıyabileceğin tüm tedaviye ihtiyacımız olacak demektir. | Open Subtitles | نحن بحاجة أكبر قدر من علاج كما يمكنك حملها. |
Dinle, eğer bizi oraya götürürsen... sana gece kalabileceğin güvenli bir yer ayrıca taşıyabileceğin kadar... yemek, mermi ve gaz veririm. | Open Subtitles | إذا أخذتنا إلى هناك أعدك هناك مكان آمن لليل بالإضافة إلى الكثير من الطعام والذخيرة التي يمكنك حملها غداً |
Silah dışında taşıyabileceğin başka şeyler de var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي يمكنك حملها بخلاف المسدس... |
Silah dışında taşıyabileceğin başka şeyler de var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي يمكنك حملها بخلاف المسدس... |