| Martha Stewart tabağında "Şişmiş baba" ile karşılaşmıştı. | Open Subtitles | مارثا ستيوارت يلتقي النفخة الأب على طبق من ذهب. |
| Ama sizin büyük savaşçılar olduğunuzu öğrendiğime göre size memnuniyetle ikinci kaptanımı sunabilirim servis tabağında. | Open Subtitles | ,ولكن بعد أن علمت أنك مقاتل جيد سأقدم نفسي لك على طبق يا زميلي |
| Salata tabağında şeker ikram edilen bir tatili nasıl sevmezsiniz? | Open Subtitles | كيف لكَ أن ترفض يوم عطلة حيث بإمكانكَ أن تقدّم الحلوى في طبق سلطة ؟ |
| Kimin tabağında çıkarsa o yıl şans ve kısmet onun olur. | Open Subtitles | إنها تجلب الثروة والحظ الجيدين في السنة المقبلة لكل من يجدها في طبقه. |
| İşten eve geliyorum Serge'e peynirli makarna yapıyorum ve o banyo yaparken, ben de tabağında kalanları yiyorum. | Open Subtitles | اعود الى المنزل من العمل اطبخ له بعض الماكروني والجبن ثم اقوم بأكل ما يتبقى في طبقه بينما هو يغتسل |
| Ama bizler açken Lucrezia Borgia gümüş tabağında akşam yemeğini yiyor. | Open Subtitles | ولكننا نتضور جوعاً في حين لوكريزيا بورجيا تأكل على صحن من فضة |
| Sadece mavili kadının tabağında sos var. | Open Subtitles | الصلصة غير موجودة إلا في صحن المرأة التي ترتدي اللون الأزرق |
| Şurada tabağında hazır olanlar da krepe benziyor. | Open Subtitles | وهناك شئ يبدوا كـ فطيرة بالفعل موجود فى طبقك. |
| - Her zaman toplama tabağında bozukluk vardır. | Open Subtitles | -دائماً فكي نقودك من طبق التبرعات بالكنيسة |
| Arkadaşınızı yemek tabağında görmek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أتريد رؤية أصدقائك في طبق العشاء؟ |
| Sırf sonu birinin yemek tabağında muhtemelen... ..şampanyayla buğulanmış, yanında sorrel beurre blanc'la olacak diye bunu haysiyetiyle yapamaz diye bir şey yok ya. | Open Subtitles | فقط بسبب أنه سينتهي على طبق عشاء أحدهم. مسلوق مع شامبانيا و "سوريل بير" أبيض. لا يعني أنه ينبغي عليه أن يفعلها مع قليل من الكرامة. |
| Başını bir...bir servis tabağında sunmak, ha? | Open Subtitles | تقديم رأسه على طبق. |
| Haydi, sana yemek tabağında sunuyorum. | Open Subtitles | هيا، أنا أقدمه لك على طبق |
| Bir hücre tabağında akyuvarları yalnız nanitlere sanki onlar bakteri ya da virüsmüş gibi oldukça başarıyla saldırdılar. | Open Subtitles | *في طبق بتري (طبق يستعمل لإجراء التجارب في المعامل)* تهاجم كريات دمها البيضاء الوحدات المهجرية كما لو كانت بكتريا أو فيروسات بنجاح تام |
| Yağ tabağında küçük bir çentik oluşmuş. | Open Subtitles | - صحن الزبدَ عليَهُ بقعة صغيرة. |
| Eminim ki ineğin yaşamasının tek nedeni senin tabağında takdir edilmekti. | Open Subtitles | حسنا، أنا واثق من أن البقرة التي دافعها الوحيد للوجود هو أن تزين طبقك. ستقدر ذلك |
| Eğer bu hayal değilse, tabağında yiyecek görüyorum! | Open Subtitles | أرى طعام في طبقك بدلاً من لطخات طعام |