Sabah daha önce üzerinde oynanmış virüs örneklerini inceleyerek veri tabanı oluşturuyordum. | Open Subtitles | هذا الصباح كنت تخزين قاعدة البيانات ، مراقبة التلاعب مؤخرا عينات الطافرة. |
Müşterilere platformu ücretsiz verirsiniz yeterli kullanıcı tabanı oluşunca premium servisleri firmalara satarsınız. | Open Subtitles | تسلم المنصة للمستهلكين بالمجان وعندما تمتلك قاعدة مستخدمين كبيرة تبيع خدمات بريميوم للمؤسسات |
Anketlere bakılırsa senatörün tabanı birçok yerde sağlamlığını koruyor, ve bazı yerlerde artıyor bile. | Open Subtitles | تشير التقارير الفوريه ان قواعد السيناتور تستعد فى كل المناطق و هى تزيد فى الحقيقه |
Bununla kapalı devre gözetim ağlarına, ulusal veri tabanı ağına girebiliyoruz | Open Subtitles | بواسطة هذه يمكننا الولوج إلي شبكات المراقبة، قواعد البيانات الوطنية |
Sulama olmadan bile, orman tabanı nemli ve hatta bazen karanlık kalıyor. | TED | وحتى من دون السقاية، تظل أرضية الغابة رطبة وأحياناً مظلمة. |
Ama ayak tabanı ve yeni oluşan varisleri tersini gösteriyor. | Open Subtitles | أجل، باطن قدميه ودوالي الأوردة الدموية في قدمي تظهر العكس |
Sana "Ayak tabanı" derlerdi. | Open Subtitles | و كانوا يطلقون عليك الرجل النعل |
Puma-5000X. Özel bir tabanı var ve darbelere karşı dayanıklı. | Open Subtitles | "حذاء "بوما" طراز "إلكس 5000 ذو نعل ينزلق ويمتصّ الصدمات |
Bu çenesinin sağı ve kafatası tabanı çıkarılmış olan Ann'in bir görüntüsü. | TED | هذه صورة لـ آن والتي تم ازاله فكها و قاعدة جمجمتها. |
Bununla ilgili birlikte çalışabiliriz. Kolektif bir veri tabanı kurmamız ve bir sonraki noktada nereye gideceğimize dair bir anlayış oluşturmamız gerek. | TED | ويمكنا العمل على ذلك معاً. نحن بحاجة إلى بناء قاعدة بيانات جماعية وفهم جماعي لحيث نحن ذاهبين في النقطة التالية. |
Bu yaprakların tabanı her seferinde, milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı. | TED | قاعدة تلك البتلات يجب أن تنتقل كل مرة إلى نفس المكان في حدود عُشر المليمتر |
Tam olarak bir uzay gemisinin tabanı kadar. | TED | وهذا بالضبط هو حجم قاعدة المركبة الفضائية. |
Kim büyük bir tedarikçinin yeşil teknoloji ile para kazanacağını düşünürdü? Kim bir veri tabanı uzmanının California'yı yasama ile değiştireceğini düşünürdü? | TED | من كان يظن أن تاجر تجزئة يستطيع أن يحقق أرباحا عن طريق تبني التقنيات الخضراء؟من كان ليصدق أن رجل متخصص في قواعد البيانات يستطيع تحويل كاليفورنيا لتطبيق تشريعات جديدة؟ |
Sistem buna izin veriyor, çünkü belirsizliğin yeni bir şekli ile karşı karşıyayız, ki bu boyutta bir veri tabanı için gerçekten yeni bir şekil. | TED | يجب أن يسمح النظام لذلك، لأن علينا أن نتعامل مع نموذج جديد من عدم اليقين، وهو حقاً جديداً لهذا النوع من قواعد البيانات العملاقة. |
Veri tabanı aranıyor ve çapraz sorgulanıyor. | Open Subtitles | البحث في قواعد البيانات و مطابقتها |
Erişebildiği veri tabanı devletin bir organının bir başka devlet dairesiyle faaliyetleri hakkında geniş kapsamlı bilgi paylaşma ihtiyacını temsil ediyordu. | Open Subtitles | وكُل قواعد البيانات التى كان عليهِ أنْ يَلِج إليها، كانت تَمْثِيِلَاً لِحاجة كياناً واحداً من الحكومة، لِمُشاركة المعلومات بتفصيل تام بخصوص نشاطاتِه، |
Minibüsün çıkarılabilen bir tabanı var mıydı? | Open Subtitles | هل الشاحنة بها لوح أرضية يمكن تحريكه ؟ |
Ama tabanı var değil mi? | Open Subtitles | لكنّ لها أرضية صحيح؟ |
Orta okyanus tabanı tektonik katmanların birbirini hareket ettirdikleri çizgi olup yeryüzünün içinden sıcak, erimiş kayaların çıkarak yeni okyanus zemini oluşmasını sağlar. | Open Subtitles | حيد منتصف المحيط عبارة عن خط بحريّ تتحرك على طوله الصفائح التكتونيّة عن بعضها. مما يؤدي إلى تدفق الصخور الحارة المذابة من باطن الأرض ليُشكل قاع محيط جديد. |
tabanı ve numarası farklı. | Open Subtitles | النعل المختلف، الحجم المختلف. |
Ayakkabılarının tabanı da çok temiz. | Open Subtitles | نعل حذاؤك نظيف أيضاً. |
Bu tabakaya o kadar çok ses çarpıyor ki okyanusun tabanı olarak düşünülmüştü. | TED | هناك مستوى صوت كثير يتأرجح من هذه الطبقة، والذي كان يُعتقد خطأً أنه قاع المحيط. |
Hidrotermal sistemler orta okyanus tabanı boyunca uzanmaktadır. | Open Subtitles | تقع الأنظمة المائيّة الحراريّة على طول حيد منتصف المحيط. |