Sen de bu şehirde ailesi olan şartlı tahliyeyle çıkmış eski bir sabıkalıyı almaya karar verdin yani. | Open Subtitles | أذن أنتَ قررت بأن تختار أحد مُخادعيك السابقين ، الذي هو تحت الأفراج المشروط و تضعهُ ضمن العائلة في هذهِ المدينة |
Greenberg hükümlü ve şartlı tahliyeyle salınmış. | Open Subtitles | كلا,انه مراسل غرنبيرغ) مدان بجناية) وانه تحت الأفراج المشروط غرنبيرغ) مدان بجناية) وانه تحت الأفراج المشروط |
Lucas Ingram ile çevirdiğin işlerden sonra şartlı tahliyeyle çıkabildiğin için şanslısın. | Open Subtitles | بعد القرف الذي سحبته مع لوكاس إنغرام ؟ أنت محظوظ للحصول على إفراج تحت المراقبة في مدة قصيرة |
Neyse, şartlı tahliyeyle dışarıda. | Open Subtitles | على أيّة حال، إنّه تحت إطلاق السراح المشروط .. |
Gerçek adı Roger Peet. Şartlı tahliyeyle çıkmış, hüküm giymiş bir tecavüzcü. | Open Subtitles | انه مرتكب جرائم جنسية مدان مع أطلاق سراح مشروط |
İki hafta önce şartlı tahliyeyle serbest bırakılmış. Hırsızlık suçundan üç yıl yatmış. | Open Subtitles | الإفراج المشروط قبل أسبوعين، لم ثلاث سنوات لالسرقة الكبرى. |
Şartlı tahliyeyle salıverilmiş Morris neden Edwards'ın arabasına bomba koyup bu kadar kalabalığın önünde onunla yüzleşip her şeyi riske atmak ister ki? | Open Subtitles | (موريس) حصل لتوه على إفراج مشروط من السجن، لماذا يضع قنبلة في سيارة (إدواردز) ويخاطر بكل شيء بمواجهته أمام الناس؟ |
- Şartlı tahliyeyle mi çıkmış? | Open Subtitles | -و حصل على إفراج مشروط؟ |
Çünkü, halen şartlı tahliyeyle dışarıdayım ve... | Open Subtitles | لأنني حالياً في فترة إطلاق السراح المشروط |
Şartlı tahliyeyle çıkmış, eroin bulundurma alım satım, silahlı soygun gibi bir sürü pis işten sabıkalı. | Open Subtitles | (تحت إطلاق السراح المشروط, و مدمن على (الهروين بالإضافة الى الحيازة, البيع, السطو المسلح مع الكثير |
Jeff Blackwell, 8 aydır şartlı tahliyeyle dışarıda. | Open Subtitles | (جيف بلاكويل) , أطلاق سراح مشروط ثمانية اشهر |
39 yaşında. Cinayete teşebbüsten 15 yıl yatıp geçen yıl şartlı tahliyeyle çıkmış. | Open Subtitles | تم وضعه على الإفراج المشروط العام الماضي بعد خدمته |
Ray bir süre sonra şartlı tahliyeyle çıkacak. | Open Subtitles | سيحين موعد الإفراج المشروط عن راي قريبا |
İki yıl sonra şartlı tahliyeyle çıkmış. Bu dünyada adalet yok, Abs. | Open Subtitles | حصلت من تلاتة لخمسة لحيازتها وأنت بالخارج بإطلاق سراح مشروط |
Paranın nerede olduğunu hiçbir zaman söylememiş. Bu yüzden şartlı tahliyeyle çıkamamış. | Open Subtitles | لم يقل أين يحتفظ بالمال لذا فقد أخذ إطلاق سراح مشروط |