Pislik içinde doğmuş basit bir çubuğu bile heyecanlandıramıyorsan kralı nasıl tahrik edeceksin? | Open Subtitles | كيف تثير الملك في حين أنه لا يمكنك إثارة أبسط قضيب ولد وسخ؟ |
Hala tahrik olabildiğinden emin olmak istemiş. | Open Subtitles | أرادت التأكيد هي ما زال تستطيع أن تصبح مثارة. |
Giderek cesurlaşan ve öfke ile tahrik olan biri olabilir. | Open Subtitles | قد يكون معتد مثار بالغضب يصبح أكثر جرأة مع كل جريمة |
Mutluluk heyecanı mı yoksa tahrik heyecanı mı? | Open Subtitles | شعرتِ بالإثارة الممتعة أَمْ الإثارة الساخنة؟ |
- Seyretmek seni tahrik ediyor. | Open Subtitles | هذا يثيرك ،أليس كذلك؟ ،تحبّين المشاهدة |
Terörizm öyle bir şey ki insanların normal zamanda vermeyecekleri tepkileri onları tahrik ederek verdirtiyor, güç kullanımını ve bu programları mantıksal hale getiriyor. | TED | الإرهاب هو شيء يثير تجاوب عاطفي يسمح للناس بتسويغ السماح بسلطات وبرامج لن يسمحوا بها في اية حالة أخرى. |
Yabancılarla s*kişmeye bayılıyorum. Beni çok tahrik ediyor. | Open Subtitles | أنا أعشق مضاجعة الأجانب، بل إنه يثيرني أيضا |
Onu geçmiş suçları için yargılamıyoruz. BU davada, yeterli tahrik olduğu konusunda savunmaya katılıyorum. | Open Subtitles | إننا لا نحاكمه على جرائمه السابقة، وفي هذه الحالة أتفق مع الدفاع، هناك استفزاز كاف |
Cinayet, bazı manyakları tahrik ediyor. | Open Subtitles | وأظن لبعض المختلين .. القتل إثارة أتعلم ؟ |
Çürüme ve kurtçuklar onları tahrik bile edebilir. | Open Subtitles | ـ مع معتدلات التكوين وظهور اليرقات على الجثة ممكن أن يصبح عامل إثارة لهم |
tahrik olmaktan yorgun düşmüştür. Fakat onu duydunuz. Bunu tekrar yapmak istiyor, yakında. | Open Subtitles | لقد كانت متعبة لأنها كانت مثارة جداً ولكنك سمعتها ، فهي تريد فعلها مجدداً ، قريباً |
Şu an tahrik olmam tuhaf mı? | Open Subtitles | هل يبدوا غريباً انني اشعر بأنني مثارة الى الان؟ |
Ne söylediğin hakkında hiç bir fikrim yok ama, acayip tahrik oldum. | Open Subtitles | ليست لدي أية فكرة عما تتحدث عنه الآن لكنني مثار جدا |
Bu seni tahrik ediyor olabilir ama hiç benim tarzım değil. | Open Subtitles | ربما هذه هي طريقتك في الإثارة ولكن هذه ليست طريقتي |
Derse her gidişinde o adam seni tahrik ediyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | كلما كنت في ذلك الدرس يثيرك جو الوسيم |
İşe yarar tek kaynağımız buyken nasıl olacak da... tahrik edici türdeki hikâyelerinizden ilham alacağız? Bu onlardan beklediğimiz şeydir. | Open Subtitles | وإلا قصصك سوف لا يثير لنا بما فيه الكفاية. |
Böyle rahatsız olup kızınca beni çok tahrik ediyorsun. | Open Subtitles | عندما يتم إزعاجك بهذا الشكل هذا يثيرني حقاً |
Birisini tahrik edesim var. | Open Subtitles | حَسناً، أَحسُّ بحاجتي الى استفزاز شحص ما |
Beni tahrik etme, Babil fahişesi. | Open Subtitles | لا تثيري إستفزازي يا عاهرة بابليون |
tahrik edici bir suçlama bu Clark, özellikle senden geliyor. | Open Subtitles | ذلك اتهام استفزازي كلارك خصوصاً عندما يصدر منك |
Ama öyle sevimli ve aciz ki. Müthiş tahrik ediyor. | Open Subtitles | لكنها لطيفة وعاجزة جداً إنها حقاً مثيره جنسياً |
Özellike böyle oturmanın, bir leydiyi tahrik edebileceğini söylediğinden beri. | Open Subtitles | خصوصاً بعد ان قالت لي أن تلك الوضعيه تثير السيده |
Bacakları ezilmiş, damarları ve sinirleri neredeyse tamamen kopmuş ve yine de tahrik oldum. | Open Subtitles | قدماه تحطمتا، شرايينه و أعصابه . . بالكاد دمروا، و مع ذلك كنت متحمسة |
Sadece siz ikinizin coşup benim biraz tahrik olmam yetmez. | Open Subtitles | وليس فقط لأشاهدكم أنتم يا فتيات تفعلوها و أثار قليلاً |
Dizaltı çorabı ve naylon şortlar giymiş ve etrafta koşuşan 17 yaşlarındaki bir grup kızdan tahrik olmak yanlış mıdır ? | Open Subtitles | هل من الخاطئ ان تكون مُثار من قبل مجموعة فتيات في السابعة عشر من أعمارهن يجرون حولك بجوارب طويلة وبناطيل قصيرة ؟ |