Kulakta oluşacak bir titreşim, bizim bu boyutumuz için tahrip edici etki yaratır. | Open Subtitles | مع حجمنا الضئيل اى اهتزازات داخل الاذن سيكون له اثر مدمر |
Gölün bütün suyu tahrip edici bir şekilde serbest kaldı. | Open Subtitles | تحررت كامل مياه البحيرة على شكل سيل مدمر. |
Sonra mazlum olan, tahrip edici yeni bir silahı serbest bıraktı. | Open Subtitles | ثم أطلق المستضعف العنان لسلاح مدمر جديد. |
Ot özel bir şekilde yanıyor. Düşmanlarını tahrip edici bir şekilde. | Open Subtitles | العشب يحترق بطريقة خاصة و الطريقة التي تمت فيها مدمرة للأعداء. |
Sevginin doğurduğu yalanlar, kötü niyetten doğan yalanlar kadar tahrip edici olabilir. | Open Subtitles | الأكاذيب التي سببها الحب قد تكون مدمرة كتلك التي تكون بسبب المكر و الخديعة |
O dönemde giderek artan tahrip edici davranışları nedeniyle erkekleri kadınlardan ayırdık. | Open Subtitles | عندما عُزلن النساء عن الرجال بسبب سلوكهن العدواني المتفاقم |
Doğru, Coffee Bucks çokuluslu yağmur ormanı tahrip edici ama diş doktorum var sonuçta. | Open Subtitles | صحيح, كوفي بوكس متعدد الجنسيات مدمر غابات الأمطار الاستوائيه لكن لدي تأمين أسنان |
Ayrıca bir grip salgını başlarsa tahrip edici bir etkisi olur. | Open Subtitles | وإذا انتشرت أنفلونزا سيكون لها تأثير مدمر |
Dünya uluslarının bu silahları kabul etmeyi hızlandırmasına neden olan tahrip edici hücum ya da bir terörist hadisesinden önce ve daha sonuçları düşünmeden ona şimdi ihtiyacımız var. | TED | ونحن بحاجته بالحال، قبل وقوع أي هجوم مدمر أو عمل إرهابي يتسبب باندفاع دول العالم لاعتماد هذه الأسلحة قبل التفكير في العواقب. |
Kötülük tahrip edici bir şeyden mi ibarettir? | Open Subtitles | الشرّ مدمر فقط؟ |
- tahrip edici... | Open Subtitles | - إنهُ مدمر.. |
Biraz uğraştırır, ama yedirince, mermiden tahrip edici olur. | Open Subtitles | إنها تتطلب بعض الجهد ,ولكن عندما تنجزها ,تكون مدمرة اكثر من الرصاصة |
- Benim kadar iyi biliyorsun ki besleme tüpü psikolojik acidan tahrip edici bir sey. | Open Subtitles | تعلمين مثلي تماما أن التغذية بالأنبوب مدمرة نفسيًا. |
tahrip edici bir tokat için birçok kişinin öfkesini toplamalısın. | Open Subtitles | لذا من أجل صفعة حقيقة مدمرة يجب أن تجمع و تحصد غضب العديد |
tahrip edici teknolojilerle dolu bir dünyada yaşıyoruz, ve bu teknolojiler icat edilmemiş hale getirmek imkansız, her zaman bir şeyleri bozmak onları onarmaktan daha kolay olacak. | TED | ونحن نعيش في عالم فيه تقنيات مدمرة وهذه التقنايات لايمكن الاستغناء عنها ومن السهل جدا استخدامها في التخريب بدلا من التصليح |
(Gülüşmeler) Kişisel ve ekonomik sonuçları tahrip edici. | TED | (ضحك) إنّ العواقب الشخصيّة والاقتصاديّة مدمرة. |
O dönemde giderek artan tahrip edici davranışları nedeniyle erkekleri kadınlardan ayırdık. | Open Subtitles | عندما عُزلن النساء عن الرجال بسبب سلوكهن العدواني المتفاقم |