Dikkatli birinin tahtaların ve kütüklerin üzerinden yürüyerek geçebileceğine bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن أنك مهتم بأمكانك السير عبر تلك الألواح و الجذوع |
Üç saat boyunca o kıymıklı tahtaların üzerinde oturmak olsun çocukları birbirlerini sakatlarken ebeveynlerin coşkuyla tezahüratları olsun. | Open Subtitles | أسمع بأنه ممتعٌ جداً ثلاث ساعات من التكسير الألواح مع صياحات الآباء المبتهجة |
Zamanla, klinker veya "bindirme kaplama" tekniği kullanılarak kütük teknesi tabanına tahtalar eklediler, bu da tahtaların üst üste geldiği ve kenarları boyunca birbirine tutturulduğu anlamına gelir. | TED | وبمرور الوقت، أضيفت الألواح الخشبية لجذع الشّجرة الذي يشكل قاعدة القارب باستخدام الكلينكر أو تقنية "لابستريك"، أي أنَّ الألواح الخشبية تكون متراكبة ومثبّتة ببعضها البعض على طول الحوافّ. |
Ayaklarını tahtaların üzerinde tut. | Open Subtitles | إحتفظى بقدميك على الألواح |