- Acele edelim, takviye kuvvetler yolda. - Nereden biliyorsun? | Open Subtitles | من الأفضل أن نسرع، أعتقد بأن التعزيزات الثقيلة في طريقها |
Pontus cephesinden takviye kuvvetler geliyordu ve isyancıların şevki ve safları bozulmaya başlamıştı. | TED | كانت التعزيزات الرومانية عائدة من حروب بونتيك، وكُسرت صفوف الثوار ومعنوياتهم. |
Böyle bir uygulama ve oyun geliştirdim. Çocuklar sözcüklerle oynayabiliyor ve biraz takviye ile, görsel yapıların sesle takviyesi ile, dil öğrenebiliyorlar. | TED | ومن هذه الفكرة أنشأت برنامجًا، لعبة، وبها يلعب الأطفال مع الكلمات ومع الدعم، مع الدعم الصوتي لتلك الأشكال، كان بإمكانهم تعلم اللغات. |
Orayı biliyorum. Ben hemen gidiyorum. Bana takviye gönderin. | Open Subtitles | أعرف مكانه , أنا ذاهبة إلى هناك أرسلوا لى بعض الدعم |
- General Lambert'e takviye lazım. - Ancak iyi dileklerimi sunabilirim. | Open Subtitles | جنرال لامبيرت يحتاج تعزيزات أستطيع أن أرسل له فقط أطيب تمنياتي |
Tüm yaşanan heyecandan sonra 9.Şube takviye kuvvetlerle geldi – | Open Subtitles | بعد كل هذه الاثاره القسم 9 شوهد مع تعزيزات عسكريه |
Hem ben, hem de takviye bir ekip daha olmalıydı. | Open Subtitles | وكان يجب ان اكون ذلك الشريك بالاضافة الي دعم من الاخرين |
takviye bir gün içinde gelecektir. | Open Subtitles | وهذا ، على افتراض وصول التعزيزات في الوقت المناسب |
Webb'in takviye birliği gelir ya da gelmez gelmezlerse, kale Fransızların eline geçer. | Open Subtitles | إن لم تصل التعزيزات سيسقط الحصن بيد الفرنسيين |
takviye göndermesi gerektiğini bilmediği kesin. | Open Subtitles | وهو بالتأكيد لا يعلم بأمر إرسال التعزيزات |
Kraliçe olarak harekete geçmelisiniz! Fransızların daha fazla takviye birliği göndermesini istemiyorsanız! | Open Subtitles | بينما أنتي تفعلين ذلك وأنتي راضية بالأنتظار فإن الفرنسييون سيرسلون المزيد من التعزيزات |
Planımız, General Hammond takviye göndermeden önce havaya uçurmak. | Open Subtitles | الخطه هى تفجيرها قبل ان يرسل الجنرال هاموند التعزيزات |
Ağır takviye birlikleri çıkarmak isteselerdi çıkaracakları yer orası olurdu. | Open Subtitles | لو أرادوا جلب التعزيزات الضخمة إذن ماذا سيفعلوا بها |
takviye yolda,... ..sen de elmasların nerede olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | الدعم في طريقه الآن ستخبرني الآن أين هي الماسات |
Ne yapmamı istiyorsunuz? takviye birimler yolda. Çıkmalarına izin verme. | Open Subtitles | وحدة الدعم في الطريق إجلسوا ولا تدعوهم يهربوا |
71 takibe katılıyor, takviye ekip istiyorum. | Open Subtitles | الوحدة 71 تنضم للمطاردة نطلب المزيد من الدعم |
Belki de elimdeki droidlerden daha iyi takviye birlikleri göndermenizin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما انه الوقت لان ترسل الى تعزيزات افضل من هولاء الاليين لدي |
Neyse ki yeni eleman Lansing'den gelen yeni bir hukuki takviye kuvveti degil. | Open Subtitles | لان العضو الجديد لَيسَ تعزيزات قانونية اضافية مِنْ لانسنج. |
Fırsat bulan Norveç Kralı yeni takviye birliklerle tekrar saldırıya geçti. | Open Subtitles | ما إن شعر بوجود فرصة حتى شرع الملك النروجى بهجوم جديد مع تعزيزات من المحاربين |
takviye olmayacak, zayiat vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لن يكون هناك أي قوات دعم , لن يكون هناك أي صدى لما سيحدث |
- Bu sefer biraz takviye kuvvet istiyorum, efendim. - SG-2 sizinle gelecek. | Open Subtitles | نريد قوات مساندة فى هذه العملية يا سيدى سترافقكم إس جى |
Ocean ve Neptune'ün köşesine takviye istiyorum. Teğmen Katt? | Open Subtitles | أريد وحدات المساندة والطواريء في أوشن أند نيبتون الملازم كات. |
takviye kuvvetlerin ve malzemelerin düşmandan önce tedarik edilmesi çok önemliydi. | Open Subtitles | لقد كان أمراً أساسياً الدفع بالتعزيزات من الرجال والمعدات أسرع مما سيفعل العدو |
Ekosistem nakavt olmuş ve kendi kendini takviye etmeye devam etmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنّ النظام الإيكولوجي تغلّب على الحصار وإستمر في التعزيز الذاتي فحسب. |
Yeni nesil performans arttırıcı takviye. | Open Subtitles | الجيل التاليّ من مُقومات تعزيز أداء المُتَطلِبات. |
Elinden geldiğince çabuk buraya gel. Biraz takviye kuvveti işime yarar. | Open Subtitles | عودوا إلى هنا بمجرد أن تتمكنوا من ذلك، فأنا بحاجة للدعم |
Burada 150 askerim var ve bize acilen takviye lazim! | Open Subtitles | لدي 150 صبياً هنا و نحتاج لتعزيزات |
Bunun bir strateji olduğunu, takviye güçlerle geri döneceğinizi ve bunun bir plan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذه خطه و أنك ستعود بتعزيزات أو شئ ما أعرف أن هناك خطه |
Adamlarım girişi son direnişi sağlayacak kadar topçu donanımıyla takviye etti. | Open Subtitles | لقد بدأ رجالى بتحصين المدخل بالمدفعيه الكافيه لجعله قاعدتنا الأخيرة |
30'un üstünde, LAPD hariç, ve takviye birlikleri yolda. | Open Subtitles | .ما يفوق الـ30، من غير حساب الشرطة والتعزيزات القادمة |
Almanlar alaylarını her geçen gün takviye ediyor. | Open Subtitles | استمر الألمان طوال النّهار يدعّمون فوجين |