Lütfen bana kahve makinesinin saatini kurduğunu söyle çünkü ben tamamiyle unutmuşum. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنك ضبطت المؤقت في آلة صنع القهوة ..لأني نسيت بالكامل |
Ve bunun için sana borcumu tamamiyle ödeyebilmek için.. ..her şeyi göze alacağım. | Open Subtitles | ومن أجل هذا سأعتبر أي دين أدين به لك قد تم تسديده بالكامل |
Anatomiden tamamiyle vazgeçtik demek istemiyorum. Beş yaşındakilere | TED | أنا لا أريد أن أقول إننا نتخلى عن علم التشريح بالكامل . أنا لا أريد أن أقول لطفل عمره خمس سنوات |
Bu size acımasızca gözükebilir ama bu ülke, Üst Bahçe, dün gecekinden tamamiyle farklı bir çevre. | Open Subtitles | يبدو هذا قاسياً بالنسبة لكم لكن هذه الأرض, الساحة العليا, مختلفة كلياً عما كانت عليه بالأمس |
Dünyanın ilk tamamiyle modern, tümüylr elektrik, tamamiyle bohem, hep-şarkı söyleyen,hep-dans eden... görülmeye değer sahnesi! | Open Subtitles | سوف نصنع أول وأحدث شيء في العالم كهربائي كلياً |
Üzgünüm, ama annem telefon konuşmaları yüzünden tamamiyle patlamaya hazır durumda. | Open Subtitles | أنا اسف لكن امي قد اعلنت الحرب تماما بشأن المكالمات الهاتفية |
Ve bu kişinin işi ve diğer onun gibi profesyoneller filosunun mesleklerinin tamamiyle başka bir şeye dönüştüğünü ya da artık yok olduğunu görecekler. | TED | فيصبح عمل هذا الشخص و كثيرين من امثاله من المحترفين سوف يجدون ان اعمالهم قد تغيرت كليا او انتهت تماما. |
Aslına bakarsan benim ilk görevim tamamiyle faciaydı. | Open Subtitles | هذا لا يهم حقاً أول مهمة ميدانية لي كانت كارثة تامة |
Tuvaletlerin olmayışı, apartheid'in tamamiyle erkek işi olduğunu gösteriyor. | TED | ومن هذا يبدو أن الفصل العنصري كان عمل الرجال بالكامل. |
Bu albümü tamamiyle tek başıma yaptım ve kimsenin bana "Hey Jacob" "bir albüm çıkarmalısın" demesini beklemedim, yoluma baktım | TED | ونعم لقد صنعت هذا الألبوم بنفسي بالكامل ولم أنتظر أن يقول أي شخص، "يا جيكوب عليك أن تصنع ألبوم بنفسك." |
Ama ucuz, temiz ve tamamiyle benim. | Open Subtitles | لكنها رخيصة، خالية من الممنوعات وأملكها بالكامل |
Jamey mahkemeye tam zamanında gitti. Herkes tamamiyle tükenmişti. | Open Subtitles | وَصلَ جَيمي إلى المحكمةِ في الوقت المناسب كُلّ شخص أُهدرَ بالكامل |
Odam tamamiyle değişmiş! Duvar kağıtları koyu yeşil! | Open Subtitles | لقد تم تغير غرفتي بالكامل ورق الحائط اخضر غامق |
Biliminizdeki milyonlarca deney, dininiz yanlış olabilir, veya tamamiyle şüphelidir. | Open Subtitles | أن العديد من حقائقك حول العلم والدين مخطئه أو مشتبه بها بالكامل |
Eski şampiyonluk kupasının aynısıydı, ama ben tamamiyle farklı biriydim. | Open Subtitles | إنها البطولات القديمة نفسها و لكنني شخص مختلف كلياً |
hepimizin ufak bir ihtimal olduğunu bildiği tamamiyle deneysel bir işlemi yapmayı kabul ettim. | Open Subtitles | انا اتفقت على القيام بإجراء تجريبي كلياً,كلنا عرفنا انه شيئ غير مؤكد |
Bu kadar. Bir fare beni ısırdı. Şimdi tamamiyle boku yedim. | Open Subtitles | أنا تلقيّت عضة من جرذ، الآن أنا مصاب كلياً. |
Jordan Collier geri döndü, ve onu durdurmamız gerekiyor... tamamiyle. | Open Subtitles | لقد عاد جوردان كوليير ونحن نحتاج ان نوقفه نوقفه تماما |
Böylece okyanus aracılığı ile dünyaya tamamiyle yeni bir uzaktan görüntü bağlantısını getirebiliriz. | TED | سنأتي بجلسات حضور عن بعد جديدة كليا إلى العالم من المحيط |
Saha kurallarımızın tamamiyle farkındayım. | Open Subtitles | أنا على دراية تامة بتلك القوانين |
Beyaz saçIı,ince bıyıklı... Kendine güven dolu ve tamamiyle kaybolmuş.. | Open Subtitles | شعره أبيض شارب خفيف يحلم بالثقة بالنفس و تائه تماماً |
Ondan tamamiyle uzaklaştım ve bakıcılık yapmaya karar verdim. | TED | تركت الأمر تمامًا وقررت أن أقوم بأعمال الرعاية. |
Bu şey insanı çıldırtır, sana söylüyorum bu tamamiyle bozuk. | Open Subtitles | أنا أقول لكِ ، لن تستطيعي إصلاحه صدقيني أنتِ جيدة |
tamamiyle CSI modundayım. | Open Subtitles | كلاّ، تبّـاً للأمر أنا سأتولّى أمر هذا التّحقيق |