ويكيبيديا

    "tanışmıştım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قابلت
        
    • التقيت
        
    • قابلته
        
    • إلتقيت
        
    • قابلتها
        
    • قابلتُ
        
    • إلتقيتُ
        
    • تعرفت
        
    • قابلتك
        
    • التقيتُ
        
    • ألتقيت
        
    • إلتقيتها
        
    • قابلتُها
        
    • قابلتُه
        
    • كنتُ أعرف
        
    Joey ile yeni tanışmıştım ve bana henüz çok genç olduğumu söylemiştin. Open Subtitles كنت قد قابلت جوي لتوى، وقلتي لي انى صغيرة جدا على ذلك
    Barın birinde bir askerle tanışmıştım. Uzun hikâye. - Ne zamandı bu? Open Subtitles لقد قابلت جنديا في ناد ليلي، قصة طويلة متى كان هذا ؟
    Giselle adlı Avusturyalı bir kızla tanışmıştım. Kalbimde parmak izini bıraktı. Open Subtitles التقيت بفتاة نمساوية كان اسمها جيزيل وقد تركت بصمتها في قلبي
    Nişanlandım ama sonra o kendini kaybetti... çünkü nişanlımla o gün tanışmıştım. Open Subtitles لقد خُطبت وبعدها أفزعها ذلك لأنّني قابلته للتّو، تعلم، في ذلك اليوم
    Bir partide bir çocukla tanışmıştım, senin sıkı biri olduğunu... ve burada biraz araştırma yapmama izin vereceğini söylemişti. Open Subtitles إلتقيت بأحد الأشخاص في حفلة وأخبرني بأنك شخص رائع وأنك ستدعني أعمل بعض البحث هنا كخدمة منك
    Tanıdığım en güzel kadınlardan birisiyle yağmur yağarken tanışmıştım. Open Subtitles ، واحدة من أجمل السيدات اللاتي عرفتهن قابلتها في المطر
    Başka bir olayda, bir madenci ile tanışmıştım. Madeni bırakıp üç aylığına evine gelmişti. TED حادثة أخرى و هي أني قابلت عاملا بالمناجم. و كان في البيت خلال إجازة الثلاثة أشهر من المناجم
    Bir k eresinde Paris'te, metroda bir kızla tanışmıştım. Open Subtitles اْننى أتذكر يوما ما في باريس حين قابلت فتاة في المترو
    Bir keresinde Beyaz Saray'da asistan olan biriyle tanışmıştım. Open Subtitles قابلت أحد موظفي البيت الأبيض من قبل في أحد المناسبات الإجتماعية
    Evet, merhaba. Kızınla tanışmıştım. Çok sevimli bir kız. Open Subtitles أجل، مرحباً، قابلت ابنتك، إنها فتاة جميلة.
    Şu kızla tanışmıştım, aynı şey ilk görüşte aşk, sırılsıklam aşığım. Open Subtitles أنا قابلت مرة هذه الفتاة نفس الشيء حب من النظرة الأولى من رأس إلى أصابع قدمي
    Diğer taraftan, burası tutucu bir bölgeydi ve bazı çok içten insanlarla tanışmıştım. Open Subtitles من ناحية أخرى كان هذا رباطا مقدسا وكنت قد التقيت باناس مخلصين جدا
    Esther Chavez adında bir kadın vardı Juarez, Meksika 'da tanışmıştım. TED كان هناك امراة تدعى اسثر شافيز التقيت بها في خواريز المكسيك و اسثر شايفز
    Geçen yaz İskenderunlu bir adamla tanışmıştım. Ona Deliçay'ı sordum. Open Subtitles كنت التقيت برجل من اسكندرونة وسألت عن مدينة ديليسي
    10 yıl önce onunla tanışmıştım ama babam olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles قابلته منذ 10 سنوات لكن لم أكن أعلم أنه هو
    - Kampanyası sırasında onunla tanışmıştım. Open Subtitles ـ هل ذكرني ؟ ـ قابلته أثناء حملة ـ لا لا لم يذكرك
    Ya da çok kere tanışmıştım. Open Subtitles ربما هذا ، أو أنني قابلته الكثير من المرات
    İlk kız arkadaşımla o okulda tanışmıştım. Open Subtitles و درست في تلك المدرسة حيث إلتقيت بصديقتي
    Onunla 1984'de, New York Üniversitesi'nde tanışmıştım. Open Subtitles هو أنا قابلتها عندما كنت فى نيويورك كان ذلك عام 1948.
    Simon Dunne'la üniversitede, çevredeki okulların birinde yeterince olanakları olmayan çocuklara öğretmenlik yaparken tanışmıştım. Open Subtitles قابلتُ سايمون دان عندما كُنْتُ في الجامعة كان يدرس للأولاد فى المدرسة المحلية الأطفال الذين لديهم موارد مالية محدودة
    Satıyordu. Onunla geçen sene müzedeki bir bağışta tanışmıştım. Open Subtitles إلتقيتُ به في حملة جمع التبرّعات للمُتحف العام الماضي.
    Sizlere Dame Cicely Saunders'tan bir alıntı yapacağım, kendisiyle bir tıp öğrencisiyken tanışmıştım. TED هذا اقتباس من دايم سيسلي ساوندرس، التي تعرفت عليها عندما كنت طالب بكلية الطب.
    Seninle tanışmıştım. 12 yaşımdaydım. Hatırlamazsın. Open Subtitles لقد قابلتك عندما كان عمري 12 عاماً لا أعتقد أنك تتذكر
    Küçükken tanışmıştım. Tuhaf biri değil. Open Subtitles التقيتُ به عندما كنت صغيرة إنه ليس بغريب
    Sus ve beni dinle bundan bir süre önce bir gezginle tanışmıştım. Open Subtitles -أستمع فقط . قبل فترة ألتقيت بشخص رحّال.
    Onunla bir USO dans gecesinde tanışmıştım. Open Subtitles إلتقيتها في حفلة راقصة لمنظمة الخدمات المتحدة للترفيه عن الجنود.
    -Onunla Paskalya'da tanışmıştım. Aradığın kız olabileceğini söylemiştin Open Subtitles عندما قابلتُها في عيدِ الفصح، قُلتَ بأنّها يُمكنُ أَنْ تَكُونَ الواحد
    Onunla ilk orada tanışmıştım. Open Subtitles هناك حيث قابلتُه للمرّة الأولى. حسناً.
    Tıp Fakültesindeyken hafta sonları çocukların doğum günü partilerinde sihirbazlık yapan bir adamla tanışmıştım. Open Subtitles بالعودة إلى ذكريات كليّة الطب كنتُ أعرف شخصاً كان يقضي عطلته الأسبوعيه كساحر في حفلات أعياد ميلاد الأطفال

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد