Ama seninle tanıştığımdan beri bana yakışıklı gelen tek kişi sensin. | Open Subtitles | لكن منذ التقيت بك فأنت أوسم شاب بالنسبة لي |
Seninle tanıştığımdan beri pembe bir şeyin üzerine atlayıp ona binmen gerektiğini söyleyip duruyorum. | Open Subtitles | لقد قلت لك أنه يجب عليك قفز على شيء. الوردي وركوب ذلك منذ التقيت بك. |
Seninle tanıştığımdan beri. Zoe, kabul et bu oldukça güzel bir şeydi. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك زوى عليك أن تعترفى أن هذا كان لطيفاً جداً |
Seninle tanıştığımdan beri kendim gibi davranmıyordum. | Open Subtitles | . أنا ما كنت أتصرف مثل عادتي منذ أن قابلتك |
Michael ile tanıştığımdan beri tek duyduğum Julianne şöyle Julianne böyle. | Open Subtitles | منذ تعرفت بـ مايكل كل ما سمعتة هو جوليان |
Seninle tanıştığımdan beri Jack, her ıvır zıvıra Rhys katlandı. | Open Subtitles | منذ قابلتك يا جاك ، ولم يتحمل ريس معي شيئاً سوى البؤس |
Seninle tanıştığımdan beri tamamen uç noktalarda yaşıyoruz Christina. | Open Subtitles | منذ قابلتكِ يا كرستينا، ونحن نمر بكل الحالات القصوى |
George, senle tanıştığımdan beri bu botları giyiyorsun. | Open Subtitles | جورج، أنت ترتدي هذا الحذاء منذ أن عرفتك. |
Eşinizle tanıştığımdan beri hiçbir şey yolunda gitmiyor, efendim. | Open Subtitles | كل شيء بدأ يسوء منذ أن قابلت زوجتك يا سيدي |
Devin ile tanıştığımdan beri, beni olduğum gibi kabul edebilecek kişiyi bulduğumu düşünüyordum. | Open Subtitles | منذ قابلت ديفين انا اعتقدت باني اخيرا وجدت الشخص المناسب شخص يقبل طريقة حياتي التي كنت عليها |
Onunla tanıştığımdan beri bunu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان يريد ان القيام بذلك منذ التقيت بها. |
İşte bu seninle tanıştığımdan beri... | Open Subtitles | هذا هو الشيء منذ التقيت بكي |
Ama seninle tanıştığımdan beri... | Open Subtitles | ولكن منذ التقيت بك ... |
Neden bilmem, ama seninle tanıştığımdan beri, zamanımın çoğunu belirli derinliklerin üzerinde parmak uçlarımla tutunarak geçirdim. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا ولكن منذ أن قابلتك وأنا أقضي معظم وقتي معلق بأطراف أصابعي فوق بعض الأعماق |
Çünkü seninle tanıştığımdan beri bana yapmayı asla aklıma getirmediğim şeylerin nasıl yapılacağını gösterdin. | Open Subtitles | لأنه منذ أن قابلتك اريتني كيفية القيام بأمور لم اكن احلم بفعلها |
Seninle tanıştığımdan beri bu defteri inceliyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى ذلك الكتاب منذ أن قابلتك أول مرة. |
Onunla tanıştığımdan beri değiştin. | Open Subtitles | تغيرت منذ تعرفت بها |
Aşkın gözünün kör olduğunu biliyorum, ama seninle tanıştığımdan beri sanki arkadaşlarımla ve işimle olan bağlantım mantıksızlaştı ve bunun sebebini bilmiyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الحب غالباً مايكون أعمى لكن منذ قابلتك أشعر كأنني فقدت كل أحاسيس المنطق تجاه أصدقائي وعملي وفجأة أصبحت لا أعرف السبب |
Seninle tanıştığımdan beri huzur bulamadım, Jay. | Open Subtitles | لم يهدأ لي بال منذ قابلتك , جاي |
Seninle tanıştığımdan beri bir kilo bile almadın. | Open Subtitles | أنتِ لم تكتسبي رطلاً واحداً منذ قابلتكِ! |
Seninle tanıştığımdan beri, bunu yapmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فعل هذا منذ قابلتكِ |
Şu demek oluyor, seninle tanıştığımdan beri olaylara farklı bakıyorum. | Open Subtitles | ما الذي يعنيه هذا ؟ يعني أنه منذ أن عرفتك وأنا أرى أشياء بطريقة مختلفة |
Lila ile tanıştığımdan beri, Sözcükler daha kolay dökülüyor | Open Subtitles | منذ أن قابلت (ليلا) ، أخذت الكلمات تتدفق لدي بسهولة |
Ash'le tanıştığımdan beri beni öldürmeye çalışan şeyler listesine artık "Şeytani Ağacı" da ekleyebilirim. | Open Subtitles | الأخبار الجديدة أن بوسعي إضافة "أشجار شيطانية" لقائمة الأشياء التي حاولت قتلي منذ قابلت (آش) |