İlk tanıştıklarında annemi yemeğe davet etmiş. Ama annem iş ve aşkı birbirine karıştırmak istememiş. | Open Subtitles | سألها ان تخرج معه عندما تقابلوا لأول مره لكنها لم تُـرد ان تخلط العمل بالمتعه |
Yani tanıştıklarında ikisinin evinde de elektrik yoktu. | Open Subtitles | عندما تقابلوا لم يكن لدى أحدهم كهرباء |
tanıştıklarında garsonluk yapıyormuş. | Open Subtitles | كانت نادلة عندما تقابلوا |
İşin sırrı bu. Herkes yanlış biliyor. Buda'nın sıkıcı olduğunu düşünüyorlar, sonraysa Dalai Lama ile tanıştıklarında çok şaşırıyorlar çünkü o çok neşeli birisi. | TED | هذا هو الحل الجميع عندهم فكرة خاطئة. يعتقدون ان بوذا كان مملا جدا. وهم يدهشون حين يقابلون الدلاي لاما ويجدونه بشوش جدا |
Ve sonra gerçekten birlikte olmak istedikleri kişiyle tanıştıklarında sadece çocukla uğraşmak zorundalar, o da bazen. | Open Subtitles | وبعدها عندما يقابلون الشخص الذي يريدن ان يكونون معة حقاً، سيكون عليهم ان يتعاملوا مع الطفل نصف الوقت. |
Ben... Bilmiyorum. İnsanlar birbirleriyle tanıştıklarında öyle yapar. | Open Subtitles | لا أعلم، الناس يفعلون هذا عندما يتقابلون |
En az 19 kişiye tecavüz-işkence edip öldüren Karla Homolka ve Paul Bernardo gibi bu çift daha çok tanıştıklarında meydana çıkan öldürmeye meyilli. | Open Subtitles | " مثل " كارلا هومولكا " و " بول بيرناندو الذى اغتصبوا, عذبوا و قتلوا على الاقل 19 شخصا ميول هذا الثنائى للقتل على الاغلب ظهرت حالما تقابلوا |
İlginçtir ben de, Wuntch'la tanıştıklarında garip bir şeyler sezdim. | Open Subtitles | .هذا مثير للإهتمام لقد لاحظتُ شيئا غريباً عندما تقابلوا هو و(ونتش) لأول مرة هي فقط أومأت إليه |
Bilirsin işte, yani biriyle tanıştıklarında. | Open Subtitles | خصيصا، عندما يقابلون شخصا ما يكون. . انت تعرف |
Sen gibi insanlar onun gibi biriyle tanıştıklarında, korktuklarının farkında. | Open Subtitles | انها تعرف اشخاص مثلك يهلعون عندما يقابلون شخصا مثلها مثل من؟ |
Ve birçoğu her gün aynı korkuyu yaşıyormuş: sokakta yürürken, iş görüşmesinde, okula giderken ya da internette biriyle tanıştıklarında bu kişinin, istismarını gördüğü korkusu. | TED | ويعيش معظمهم في خوف كل يوم عندما يسيرون في الشارع أو يذهبون لمقابلة عمل أو يذهبون إلى المدرسة أو يقابلون شخصًا على الإنترنت، وقد شاهد ذلك الشخص الإساءة لهم. |
Rickie Lake şovuna çıkan insanlar ilk tanıştıklarında ağlamaya başlıyor. | Open Subtitles | الناس في (ريكي ليك) عندما يتقابلون لأول مرة, يبدأون بالصياح, |