Güya yer elmasını öldürdüğünü gören bu tanıktan fazlasını yaptığın kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد أكثر من هذا الشاهد الذي يزعمون بانه رأك تقتل البطاطسه |
tanıktan, pusu kurulmadan bir saat önce yaptığım telefon görüşmesinde haberim oldu. | Open Subtitles | لقد عرفت عن الشاهد من خلال إتصال هاتفي .قبل ساعة من الكمين |
Lordum, dostumun tanıktan bir gerçeği değil de bir varsayımı almaya çalışması da beni gafil avlamış durumda. | Open Subtitles | سيدى ، اٍننى تفاجأت أن صديقى يحاول أن يستخلص من الشاهد رأيا و ليس حقيقة واقعة |
Ülkeden ayrılmak üzere olan bir tanıktan yeminli ifade almak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لتأمين إقرار من شاهدة تترك البلاد |
Bay Plunkett da Olimpiyatlarda Anna Buday'a uyuşturucu taşıyan bir kurye gören bir tanıktan bahsetti. | Open Subtitles | إن السيد بلانكيت أشار إلى وجود شاهدة رأت ساعٍ يحمل عقاقير إلى آنا بوديه في الألعاب الأولمبية |
Bunlar iki ayrı tanıktan. | Open Subtitles | الآن يوجد شاهدان مختلفان |
Sayın hakim,O tanıktan kendisine soru sormasını istiyor! | Open Subtitles | سيدي القاضي ، إنه يطلب من الشاهدة أن تسأل نفسها |
Şimdi ise, bir tanıktan kurtulmaya çalışıyorsun babanın yüzünü gören bir adamın. | Open Subtitles | والآن، تحاولون قتل الشاهد الذي رأى وجهُ أبيكَ |
Gerçek şu ki, Savıc Yardımcısı ön duruşmada erteleme talep etti, ...bu durum, bu tanıktan başka hiçbir kanıtları bulunmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | حقيقة أن مساعد المدعي العام يطالب بتأخير الجلسات التمهيدية يوضح انه لا يملك دليلاً آخر غير هذا الشاهد الوحيد |
Kardeşine komiteye gelecek sıradaki tanıktan bahsetmelisin. | Open Subtitles | عليكِ اخبار أخيكِ عن الشاهد القادم في اجتماع اللجنة |
Sıradaki tanıktan dolayı Bay Kresteva katılmamasının daha doğru olacağını düşündü. | Open Subtitles | نعم، يعتقد السيد كريستيفا أنه من الأفضل أن يبقى بعيدا نظرا لهذا الشاهد التالي |
tanıktan kendisini toplamasını rica ediyorum. | Open Subtitles | يجب ان اطلب من الشاهد ان يتحكم فى نفسه |
Birinci tanıktan ikinci tanığa... | Open Subtitles | الشاهد الأول يُراسل الشاهد الثاني. |
Ve umuyorum, bunu şu tanıktan duymak istersiniz. | Open Subtitles | وأعتقد أنك تريدين سماع هذا الشاهد |
Bunlar iki ayrı tanıktan. | Open Subtitles | الآن يوجد شاهدان مختلفان |
ve tanıktan uzaklaşın,lütfen. Şimdi biliyorsunuz. | Open Subtitles | ـ وابتعد عن الشاهدة من فضلك ـ الآن أنت تعرف |
Binbaşı Pavri, tanıktan böyle bir şey isteyemezsin. | Open Subtitles | "القائد " بافري لا يمكن أن تطلب من الشاهدة هكذا |