Konuşmamı sonlandırmaya hazırlanırken, dokuz yıl öncesinden bir hikâyeyle başladım ve bir tanesiyle bitireceğim. | TED | وبينما أستعد لأختتم، بدأت بقصة بدأت منذ تسع سنوات وسوف أنهي بواحدة أخرى. |
Bu. Bilirsin belki, bunlardan bir tanesiyle azgın bir bizonu bile indirebilirsin. | Open Subtitles | بواحدة من هذه يمكنك أن تنهي طاقة ثور غاضب |
Bunlardan bir tanesiyle herkesi havaya uçurabilirsin! | Open Subtitles | يمكنك تفجير الجميع بواحدة كتلك |
Şu bebeklerden bir tanesiyle yapabileceklerini düşünsene. | Open Subtitles | تخيل ما بوسعِك فِعله بواحدة من هذِه؟ |
Bir tanesiyle olay yaşadık. | Open Subtitles | نحن هنا لنتعلم كيفية التعامل مع الفرس لقد كان لدينا حادثه مع واحد منهم |
Genelde bir tanesiyle idare ederiz. | Open Subtitles | إننا عادة نكتفى بواحدة |
Biliyorum. Belki bir tanesiyle Granger'ı geçiştiririz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعلم، ظننت فقط أنّه يمكننا إقناع (غراينجر) بواحدة. |
Emma'nın viski şişesine bayıltıcı bir şeyler koydunuz. Ve boş bir tanesiyle değiştirdiniz. | Open Subtitles | أنت خدّرت زجاجة الويسكي الخاصّة بـ(إيما) بقطرات إغماء واستبدلتها بواحدة فارغة. |
Bir tanesiyle birlikte oldum, kadın dançsıydı tamam mı? | Open Subtitles | حظيت بواحدة حسنا ؟ إنها راقصة |
- Hayır. Bir tanesiyle yapabileceklerimiz için. | Open Subtitles | - بل من أجل ما يمكننا فعله بواحدة |
Bir tanesiyle yapabileceklerimiz için. Ortadan kaybolmak. | Open Subtitles | من أجل ما نستطيع عمله بواحدة. |