Hatta kimi müşterilerim ısrarla Tanrı'nın varlığının ispatı olduğumu söyler. | Open Subtitles | بالمناسبة، هل تعلم أنّ لدي عملاء يصرون بأنّي دليل على وجود الله |
Doktorun iyiliği, Tanrı'nın varlığının kanıtı Andy. | Open Subtitles | لطف هذا الطبيب إنه دليل على وجود الله يا ، أندي |
Ve Tanrı'nın varlığının ispatına sahibim. | Open Subtitles | ولديّ دليل على وجود الله |
Şans intikam kadar kanlı ve çirkin birşeyin yüzüne güldüğünde... başka hiçbirşeyin olmadığı kadar... sadece Tanrı'nın varlığının değil, onun isteğini yerine getirdiğinizin kanıtıymış gibi görünür. | Open Subtitles | عندما يبتسم لك الحظ مع فكرة قبيحة و عنيفة مثل الانتقام يبدو بوضوح و لاشك أن الله موجود و أنك ستنفذ مشيئتة |
Kader, intikam almak kadar vahşi ve çirkin bir şeye gülümsediğinde bu sadece Tanrı'nın varlığının değil aynı zamanda insanın onun iradesini gerçekleştirdiğinin de bir kanıtıdır. | Open Subtitles | عندما يبتسم لك الحظ مع فكرة قبيحة و عنيفة مثل الانتقام يبدو بوضوح و لاشك أن الله موجود و أنك ستنفذ مشيئتة |
Tanrı'nın varlığının ispatı gözleriniz. | Open Subtitles | هما الدليل على وجود الله |