Paket, posta odasında duruyor kablosuz ve bluetooth giriş noktalarını tarıyor. | Open Subtitles | و الصندوق في غرفة البريد يقوم بمسح نقاط وصول اللاسلكي والبلوتوث |
Yüz tanıma yazılımı şu an bölgeyi tarıyor. | Open Subtitles | برنامج التعرف على الوجه يقوم بمسح المنطقة الآن |
Yelkeni indirmek gerekli, radarları tarıyor olabilir. | Open Subtitles | أفضل تنزل الشراع فى حالة أن رادارهم يمسح |
Sistem saatte iki milyon görüşmeyi tarıyor. | Open Subtitles | يمسح النظام 2 milllon conversatlons في السّاعة. |
Atlanta polis departmanı ve FBI gittiğiniz tüm barları tarıyor. | Open Subtitles | حسنا شرطة أتلانتا و الاف بي اي يمشطون كل الملاهي التي ترتادها |
Pompilid arısı kumları tarıyor. | Open Subtitles | أنثى دبور "بومبيليد" في خضم البحث في الكثبان الرملية |
Sizi etkisi altına alan kürelerden başka var mı diye şehri tarıyor. | Open Subtitles | تمشط المدينة لتتأكد من عدم وجود أي من تلك الأشياء التي تحكمت بنا جميعًا |
Adam siyah kare şeklinde bir şeyi elinde tutuyordu. Sanki bir şeyi tarıyor gibiydi. | Open Subtitles | كان يحمل جهازاً مربعاً أسود، كأنّه يجري مسحاً لشيء ما. |
Kâtibim ölüm ilanlarını tarıyor. | Open Subtitles | ماذا؟ مساعدي يمشط النعيات |
tarayıcının nasıl çalıştığı önce hastanın yarasını tarıyor daha sonra yazıcı çıktıları ile geri geliyor ve ihtiyacınız olan katmanları doğrudan hastaların üzerine basıyor. | TED | ترون تكنولوجيا تستخدم الماسح الضوئي تقوم أولاً بمسح الجرح على المريض ثم تعود بعد ذلك بالرؤوس الطابعة لتقوم في الواقع بطباعة الطبقات التي تطلبها على المريض نفسه. |
Yani bundan kastım program insanları kendi hayatını yaşarmışcasına pasif bir şekilde gözlemliyor. Dünya'daki blog sayfalarını tarıyor ve insanların yazdıklarına bakıyor, ve insanlar da izlendiklerini ya da görüntülendiklerini bilmiyorlar. | TED | ما أعنيه بذلك هو أنه يراقب الناس بسلبية كما يعيشون حياتهم. يقوم بمسح عالم المدونات وينظر في ما يكتبه الناس، ولا يعلم هؤلاء الناس أنهم مراقبون أو يقابلهم أحد. |
Bu beyindeki sinirsel etkinlikleri tarıyor. | Open Subtitles | يقوم بمسح النشاط العصبي و المخ |
Manyetometre ile tarlayı tarıyor. | Open Subtitles | يمسح الحقل بمقياس للقوة المغناطيسية |
Bunu öğrenmek için, Marcy, uzayı Keck teleskobu ile tarıyor. | Open Subtitles | .."لمعرفة ذلك ، "مارسي" يمسح السماء بواسطة "كيك |
Bilgisayar nesneyi tarıyor. | Open Subtitles | و الكمبيوتر يمسح المادة الخاصة بك |
26 tane uydu tüm dünyayı senin haritanı bulmak için tarıyor. | Open Subtitles | "ستة وعشرون قمر صناعي يمشطون العالم عن خريطتك." |
Spreewell ve adamları bölgeyi tarıyor. | Open Subtitles | سبريويل و رجاله يمشطون المنطقة |
Ana dosyaları tarıyor. | Open Subtitles | . البحث في الأدلة الرئيسية |
Eric de satranç kamerasına bağlanan IP adreslerini tarıyor. | Open Subtitles | و(إريك) ما زال يحاول البحث في سجل الدخول لكاميرا ساحة الشطرنج |
Polis bütün binayı tarıyor. | Open Subtitles | لدى الشرطة المحلية تمشط المبنى بكامله |
Polis köpekleri bölgeyi tarıyor. | Open Subtitles | لدينا وحدات الكلاب تمشط المنطقة |
Uydularımız, yüz tanımayı, biyokimlikleri ve davranış biçimlerini tarıyor. | Open Subtitles | اقمارنا الصناعية تجري مسحاً للنمط الاحصائي الحيوي والسلوكي |
Güvenlik ekipleri üssü düzenli olarak tarıyor. | Open Subtitles | الفرق الأمنية تجري مسحاً مستمرّاً |
- Onun saçını kim tarıyor? | Open Subtitles | من يمشط شعره؟ |
.009 millimetre doğrulukla bir lazer retinayı tarıyor. | Open Subtitles | شعاع لايزر بدقة (0.009) ملمترات سيمسح القرنية |