2020 yılında, sen ve karın Tess Morgan tarihin akışını değiştiren Parçacık Hızlandırıcıyı başarıyla çalıştırıyordunuz. | Open Subtitles | في عام 2020، أنت وزوجتك أطلقت بنجاح معجل الجسيمات التي غيرت مجرى التاريخ. |
İnsanlar bu korkunç çöle girmekten çekinmemişlerdi çünkü Çin'in tarihin akışını değiştirecek kadar güçlü bir sırrı vardı. | Open Subtitles | ناس اجبروا على اهوال الصحارى لأن الصينيين كان عندهم سرّ قوي جدا انها غيرت مجرى التاريخ |
Onların aşkları tarihin akışını tamamen değiştirdi. | Open Subtitles | حبنا سيغير إلى الأبد مجرى التاريخ ولكن هذه قصة أخرى |
Korku saçan bir üçlü olacağız. - tarihin akışını değiştireceğiz. | Open Subtitles | سنبقى الثلاثة المخيفين الذي لديهم القدرة على تغيير مسار التاريخ |
Onlar sadece tarihi kaydetmediler, tarihin akışını değiştirmeye de yardımcı oldular. | TED | لم يسجلوا فقط التاريخ، لقد ساعدوا في تغيير مسار التاريخ |
O gece yaşanan şeylerin sadece tarihin akışını değil hayatımı da sonsuza dek değiştireceğini asla tahmin edemezdim. | Open Subtitles | لم أتوقع أبداً ما سيحدث بتلك الليلة لم يؤثر على مسار التاريخ فقط ولكنة غير حياتى كليا إلى الأبد, |
Sonunda tarihin akışını değiştirecek bir buluşun eşiğindeyim ve bir avuç korkak politikacı beni bundan alıkoymaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنا وأخيراً على الحافة لأكتشاف شيء قد يغير مجرى التاريخ وحفنةٌ من السياسيين الجبناء |
İşte o zaman küçük bir grup insan veya tek bir kişi bile tarihin akışını değiştirebilir. | Open Subtitles | هذا عندما تكون مجموعة صغير من الناس أو حتى فرد واحد يمكنه تغيير مجرى التاريخ |
tarihin akışını değiştirecek bir gündü. | Open Subtitles | لقد كان يومًا غيّر مجرى التاريخ |
2020 yılında, sen ve karın Tess Morgan tarihin akışını değiştiren Parçacık Hızlandırıcıyı başarıyla çalıştırıyordunuz. | Open Subtitles | في العام 2020 أنت وزوجتك (تيس مورجان) نجحتما بتشغيل مُسرع الجزيئات والذي غير مجرى التاريخ |
Aksine, Nero'nun ta kendisinin var oluşu, USS Kelvin'e saldırısından başlayarak ve bugünkü olaylarla sonuçlanarak ve de dolayısıyla her iki tarafın da tahmin edemeyeceği olaylar zinciri yaratarak, tarihin akışını değiştirdi. | Open Subtitles | على العكس إن وجود (نيرو) نفسه قد غيَّر مجرى التاريخ بدايةً من مهاجمة سفينة النجوم (كيلفين) وانتهاءَ بأحداث اليوم مسبباً سلسلة أحداث جديدة تماماً لا يمكن التنبؤ بها بواسطة أي من الجانبين |
tarihin akışını değiştirdik! | Open Subtitles | لقد قمنا بتغيير مجرى التاريخ |
Bu anlar Michael, tarihin akışını değiştiren anlar. | Open Subtitles | هذه لحظات يا (مايكل)،لحظات ستُغير مجرى التاريخ |
Ya tarihin akışını değiştirebilecek olsaydın, Jasmine? | Open Subtitles | ماذا إذا أمكنكي تغيير مسار التاريخ يا جاسمين ؟ |
Birlikte çalışmayı başarabilirseniz... tarihin akışını değiştirebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا تمكنتم من فعل هذا، وعملتم معاً، فيكون بوسعكم تغيير مسار التاريخ. |
Onlara hayatlarını etkileyebilecek ve böylece tarihin akışını etkileyecek bilgi ve bilgelik sunmayı. | Open Subtitles | ...ويعرض عليه نوعية الحكمة والمعرفة التي من شأنها أن تؤثر على ،مسار حياته .وبالتالي تؤثر على مسار التاريخ |
Hepsini ateşe verdim... tarihin akışını değiştirmek için. | Open Subtitles | .... لقد مندفع للغاية لتغيير مسار التاريخ |
tarihin akışını değiştirirsin. | Open Subtitles | ستغيرين مسار التاريخ |
2020 yılında, sen ve karın Tess Morgan tarihin akışını değiştiren Parçacık Hızlandırıcıyı başarıyla çalıştırıyordunuz. | Open Subtitles | عام 2020 نجحت أنت وزوجتك (تيس مورغان) تشغيل المسرع الجزيئي الذي غير مسار التاريخ |
Todd' a göre zamanda geriye giden bir evren mümkün, ...ama tarihin akışını değiştirmek mümkün değil. | Open Subtitles | (تود) يقول الكون حيث يتحرك بالزمن الى الوراء ممكن ولكن تغيير مسار التاريخ كلا. |