Mutluluk ve özgüveni, çocuklara bir tarlayı sürmeyi öğrettiğiniz gibi öğretemezsiniz. | TED | تعليم الأطفال الشعور بالسعادة والثقة بالنفس، ليس كتعليمهم حراثة الحقل. |
Zihnimde tüm bu tarlayı canlandırabiliyorum. Bu yükseklikte mısır fidanlarıyla. | Open Subtitles | في عيني أرى هذا الحقل فاخر هذا المستوى العالي من الذرة |
Ama bu tarlayı biz ekime hazırladık, tohum ektik ve suladık. | Open Subtitles | لكننا نحن من جهزّنا هذا الحقل نحن من غرسنا البذور ونحن من زودناه بالمياه |
İsmini söylemeden, Florette'den bahsetmeden bir Crespin'in tarlayı aldığını söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنقول بأن رجلاً من كريسبن إشترى المزرعة دون أن نذكر إسمه |
Akrabaları vardır. tarlayı satacaklar. | Open Subtitles | لابد من أن لديهم أقارب يبيعون المزرعة ويرحلون |
İçeri girerken tarlayı fark ettim. Hala çiftlik işletiyor musunuz? | Open Subtitles | لقد لاحظتُ الحقول عندما قدمنا ألا تزالين تعملين في المزرعة؟ |
Sen de bir tarlayı nasıl süreceğime dair bana ders veremezsin! | Open Subtitles | و لن تقدمي لي دروسا حول كيفية حرث حقلٍ |
Geçen gün, tarlayı süren ihtiyar eski paralar bulmuş. | Open Subtitles | ذات يوم, كان يحرث رجل الحقل هناك فوجد قطعاً نقدية قديمه |
O tarlayı geçince tepenin ötesinde adanın merkezi var. | Open Subtitles | خلف ذلك الحقل و راء الحافّة يوجد قلب الجزيرة |
Bu kadar büyük bir ordu birkaç dakika içinde tarlayı yağmalayabilir. | Open Subtitles | مجموعة كبيرة مِثل هذه يُمكنها تجريد الحقل خِلال دقائق ، إذا لم يُسرع ديريجي |
Hoşuna gitmese de sen bir çiftçisin. - Ve tarlayı sürmen gerekiyor. | Open Subtitles | سواء اعجبك ام انت فلاح و عليك ان تقوم بحراثة الحقل |
Almanlar tanksavarlarla tarlayı kuşatmışlar. | Open Subtitles | الألمان لديهم مضادات دبابات مخبأ في الحقل وبمجرد مانعبر هذا السياج, |
Almanlar tanksavarlarla tarlayı kuşatmışlar. | Open Subtitles | الألمان لديهم مضادات دبابات مخبأ في الحقل وبمجرد مانعبر هذا السياج, |
Birer birer tarlayı geçip, ilerlemeye devam ettiler. | Open Subtitles | واحدة تلو أخرى تخرج مِن الحقل وتتّجه إلى هناك |
Neredeyse meşhur tarlayı erkenden boylamama sebep olan yaralanmamdan bu yana 19 saat geçti. | Open Subtitles | تقريباً مضى 19 ساعة على حادثة اطلاق النار والتي كادت تدفعني للتعجل في شراء المزرعة الموصي بها. |
Bana dedi ki, tarlayı geri almamda yardım edebilirmiş dedi Lou. | Open Subtitles | خططتما للأمر معاً؟ قال أنه سيساعدني لإستعادة المزرعة |
Evlenip 2 sene içinde tarlayı idare etmek istiyor musun? | Open Subtitles | أتريد أن تتزوج و تدير المزرعة بعد سنتين؟ |
İşlerin boktan olduğunun farkındayım, ama tarlayı öylece bırakamam. | Open Subtitles | أعرف أنهما يعاملاني بقسوة، لكن لا يمكنني تخريب المزرعة بكل بساطة. |
tarlayı geçen yaz ekecektim demiştim hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حين قلت لك أني سأزرع الحقول مجدداً قبل حلول الصيف؟ |
Dördüncü görev birçok tarlayı harap etmiş Erymanthos Yabandomuzunu yakalamaktı. | TED | كان على "هرقل" في مهمته الرابعة أن يلقي القبض على خنزير "إريمانثوس" حيّاً، والذي دمّر العديد من الحقول. |
Sen de bir tarlayı nasıl süreceğime dair bana ders veremezsin! | Open Subtitles | و لن تقدمي لي دروسا حول كيفية حرث حقلٍ |