O da gayet iyi. Sabahleyin biraz tartıştık da. | Open Subtitles | إنها على خير ما يرام لقد تشاجرنا هذا الصباح |
- Hawaii'ye taşınmam konusunda tartıştık ve sanki kemik çorbasıymış gibi bileğimi kaptı. | Open Subtitles | تشاجرنا بخصوص انتقالي إلى هاواي وانقضّ على كاحلي وكأنه قطعة عظام. |
tartıştık ve sizin için imza atıp, damga basmamı kabul ettiniz. | Open Subtitles | لقد تجادلنا وقد وافقت فى النهاية لذا كان على التوقيع عنك ووضع الختم الخاص بك. |
Buraya geldi, biraz tartıştık ve sonra her şey birden oldu. | Open Subtitles | جائت إلى هنا، وقد تجادلنا ثم، حصل الأمر بسرعة |
Şimdi, babanla ben bu konuyu tartıştık ve işte son kararımız. | Open Subtitles | الآن , لقد ناقشنا انا وأباك هذه المسألة وهنا خلاصة الكلام |
inan bana, bu konuda çok tartıştık, ve nasıl sonuçlandı bak. | Open Subtitles | صدقني أننا قد ناقشنا هذا الأمر طويلاً وكانت هذه هي النتيجة |
tartıştık ve gözüm karardı. Sert karşılık verdim. | Open Subtitles | تشاجرنا ولم أتحكم بإنفعلاتى تركت هذا يحدث |
Kırmızı halterci bluzu ve siyah mini etek. Aslında bu konuda biraz tartıştık. | Open Subtitles | صدرية كبيرة حمراء وتنورة سوداء قصيرة لقد تشاجرنا بذلك |
Dün gece ona doğruyu söyledim ve tartıştık. | Open Subtitles | قد يجعل الشخص يشعر بنفس سوء المشاعر عند الكذب لذا أخبرته الحقيقة البارحة وقد تشاجرنا |
Birkaç polisle tartıştık, size doğru geliyoruz. | Open Subtitles | لقد تشاجرنا مع أفراد من الشرطة نحن في الطريق إليكم |
Bir gün, ciddi bir şekilde tartıştık ben de ona bağırdım. | Open Subtitles | وتلك المرة التي تجادلنا فيها ثم صرخت عليه |
Pastırma konusunda bir hafta tartıştık. | Open Subtitles | لقد تجادلنا لمدة أسبوعٍ كامل من أجل شريحة اللحم تلك |
Tabi ki biliyorsun. Ben ayrıldıktan sonra babamla tartıştık. | Open Subtitles | بالطبع تعرفين ، انا غادرت بعد ان تجادلنا انا وابي |
Hadi ama, Lavon, doğaçlama çalıştık, çeşitli teorileri ve motivasyonları tartıştık. | Open Subtitles | هيا الآن , لافون , لقد تحسنا لقد ناقشنا الدوافع والنظريات |
Danışmanları ve aldıkları tavsiyeleri tekrar düşündüklerinde bunu tartıştık. | TED | إذن عند تفكيرهم بالمستشار الطبي و النصيحة التي قًُدّمت لهم، ناقشنا ذلك. |
Elizabeth'i nasıl aktaracağımız hakkında çok tartıştık ve ben, tamam, belki çok Bollywood'um dedim. | TED | ولهذا ناقشنا مطولا طريقة تقديم إليزابيث، وقلت، حسنا، ربما أنا مشبع بأسلوب الأفلام الهندية. |
Aslında evi de ne yapacağımızı tartıştık. | Open Subtitles | بالواقع , نحن , تناقشنا ماذا سوف نفعل بالمنزل ايضا |
Toprak yüzünden tartıştık diye bir kızılderiliyi öldürdüğümü mü sanıyorsun ? | Open Subtitles | أنتم تعتقدون أننى قتلت هنديا فقط لأننا نتجادل بشأن أرض نحن نريد أن يمر هذا بسلام فى المحكمة |
Tam olarak bilemiyorum. Benim hatam. Bu sabah tartıştık. | Open Subtitles | كل هذا كان خطئي فقد تشاجرت معه هذا الصباح |
Ben Philips'teyken açıp kapatılan değil de arada bir şey olan bir teknoloji fikrini tartıştık. | TED | وعندما كنت في شركة فيليبس ، كنا نتناقش حول فكرة وجود تقنية ، لا تعمل بطريقة التشغيل أو التعطيل فقط ، ولكن فيما بينهما أيضاً. |
Çünkü bunu defalarca tartıştık ve bak neredeyiz. | Open Subtitles | ذلك الذي ناقشناه مراراً وتكراراً لكي نعرف أين نحن. |
Ne diyeceğini biliyorum ama Howard'la uzun süre tartıştık. | Open Subtitles | أعلم ما ستقولين لكنى تجادلت بشده مع هاورد |
Midgy ile tartıştık Red ve evi terk ettim! | Open Subtitles | لقد تشاجرتُ مع ( ميدجي ) ريد فغادرتُ المنزل .. |
Barney bu konuyu tartıştık ve bu sene Aziz Patty gününü kutlamıyoruz. | Open Subtitles | ( لقد تنقاشنا في هذا ( بارني (ولن نذهب هذه السنة إلى إحتفال القديس ( باتريك |
Şey, tartıştık o kadar. Çiftler tartışır. | Open Subtitles | أقصد، حصل بيننا جدال جدال الأحبة |
Balayına gitmeden önce biraz tartıştık. | Open Subtitles | قبل أن يمكننا الرحيل لشهر عسلنا, حدث بيننا شجار. |
tartıştık, o da çekip gitti. | Open Subtitles | تخاصمنا وبعدها رحل. |
Dr. Atkins'le ölmeden önce birçok kere bunu tartıştık, ve Amerikalıların çok fazla basit karbonhidrat yediklerinde hem fikir olduk, | TED | ناقشت د. اتكنيز في مرات عديدة قبل وفاته, وإتفقنا أن الامريكيين يتناولون سكريات كثيرة جداً, |