Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve tasarımda denemeler için. | TED | لذلك، فهم مثال رائع، كما أعتقد، على الاكتشاف و التجريب في التصميم. |
Hantal, sessiz, münzevi, mağrur, bu bir tasarımda meydan okuma. | TED | إنها ضخمة وصامتة ومنعزلة ومتغطرسة إنها تحدٍ في التصميم . |
tasarımda farkı yaratanan şey... ...tüp geçitler. Tüp geçit, otobüse altgeçitteki verimin aynısını sağlar. | TED | ماذا في التصميم الذي صنع الفرق أهي أنابيب الصعود. أنبوب الصعود يعطي الحافلة نفس الأداء كما في مترو الأنفاق. |
Ordu rakip bir tasarımda karar kıldı. | Open Subtitles | قرر الجيش الذهاب إلى تصاميم .آخرى مُنافسة |
Ama bugün, yaşamın bize teknoloji ve tasarımda ne öğretebileceği üzerinde konuşmak istiyorum. | TED | لكن ما أود التحدث عنه اليوم هو ما قد تعلمنا اياه الحياة في مجال التقنية والتصميم. |
Bana göre tasarımda yeni bir evreyi konu alıyordu tasarımcıların artık malzemeleri kendi zevklerine uyarlamalarını. | TED | انها كانت على وشك مرحلة جديدة ، في رأيي ، في عالم التصميم في تلك المواد التي يمكن تخصيصها من قبل المصممين أنفسهم. |
tasarımda dikkat çekici bir zamanda yaşıyoruz, çünkü bu iki kutbun bir araya geldiği bir zaman. | TED | ونحن نعيش في لحظات مميزة في التصميم. لأن هذا هو الوقت الذي يتقارب فيه كلا المعسكران سويةً. |
Ve bunun tasarımda eşsiz bir imkân olduğunu söyleyebilirim. | TED | في الواقع هذه الميزة الفريدة في التصميم. |
Ve bu adamın işini gördüğümde, tasarımda ne kadar kötü olduğumu fark ettim, ya da o zamanlar nasıl isimlendiriyorsam, ve birdenbire bir tür kariyer amacım oldu, bir tür sıcak takip. | TED | و عندما رأيت أعمال هذا الرجل أدركت كم كنت سيئا في التصميم أو أيا كنت أدعوه في ذلك الوقت و فجأة كان لي هذا الهدف في حياتي المهنية نوع من البحث الدائب |
Bunlar prototipler. Her ne kadar da yanlış kelimesinin tasarımda inanmasam da bunlar yanlışlar. | TED | هذه كلها نماذج اولية. هذه هي الأخطاء. على الرغم من أنني لا أعتقد أن الأخطاء هي الكلمة الصحيحة في التصميم. |
Ayrıca iç tasarımda iyi olmadığımı, seninse bu konuda muhteşem olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أقبل حقيقة أنني لست جيدة في التصميم الداخلي، و وكنت بارعا في ذلك. |
Onun tasarımda olması için ısrar etmek, Roma kemerleri için geliştirilen yapısal teknolojinin çoğunu kullanamayacağınız anlamına geliyordu. | TED | بالإصرار على أن تكون في التصميم ذلك يعني أنك لا تستطيع استخدام الكثير من تكنولوجيا البناء التي تم تطويرها للأقواس الرومانية. |
Benim de 1995'te açtığım ilk sergi "Çağdaş tasarımda Dönüşken Malzemeler" idi. | TED | لذلك بدأت في '95 مع هذا المعرض الذي كان يسمى، " مواد متحولة في التصميم المعاصر". |
Westings tasarımda ev yapımı bir bombayı patlattı. | Open Subtitles | قام بتفجير قُنبلة في "مبنى تصاميم "ويستنج |
Westings tasarımda ev yapımı bir bombayı patlattı. | Open Subtitles | قام بتفجير قنبلة منزلية الصنع في مبنى تصاميم (ويستنج) |
Öyle görünüyor ki, tasarımda başı çeken ve muhtemelen hep en önde olacak bu endüstri rahat, modaya uygun ve anlamlı olması için tasarlanan ürünler üretirken sürdürülebilir veya geri dönüştürülebilir ürünler üretmiyor. | TED | يبدو أن الصناعة التي كانت وعلى الأرجح ستظل رائدةً في مجال التصميم تصنع منتجات مصممة لتكون مريحة ورائجة ومعبّرة، لكنها ليست حقاً مصممة لتكون مستدامة أو قابلة لإعادة التدوير. |
Ben tasarımda çalışıyorum. | TED | و انا اعمل في مجال التصميم |
Bugün tasarımda, gerçekten tasarımdan bahsediyorsanız, taslaklar tasarlamakla başlamazsınız. | TED | التصميم في وقتنا الحالي , اذا كان ذلك ما تعنيه, لاتبدأه بالرسومات |
O da bir başka dâhi tasarım vizyoneri ve tasarım aktivistiydi. Kendisi sürdürülebilir bir toplum tasarlamaya öylesine ileri görüşlü bir şekilde bağlıydı ki, tasarımda çevreciliğin önemine 1920'lerde değinmeye başlamıştı. | TED | كان مصمماَ آخراَ لامعاَ في التصميم التخيلي وتصميم الأحداث، إذ أنه التزم التزاماً كاملاً بتصميم المجتمع المستدام كطريقة للتفكير المتقدم حيث أنه بدأ بالتحدث عن أهمية حماية البيئة في التصميم في عشرينيات القرن الماضي. |
Mimari ve tasarımda birçok program geliştirilmiş daha iyi bir hayat için daha iyi tasarıma doğru yönelen. | TED | كان هناك الكثير من البرامج في العمارة والتصميم التي كانت عن توجيه الناس في الاتجاه لتصميمٍ أفضل لأجل حياة أفضل. |