İşte biz bir farklı bir yapı tasarladık, doğadaki kemik ya da iskelet tasarımlarını taklit eden bir yapı bu. | TED | لذا أنشأنا بنية مشوشة جدا تحاكي تصاميم العظام، أو الهيكل العظمي، التي توجد في الطبيعة. |
Yani, ister güvenlik ister araştırma ve kurtarma veya sağlıkla ilgilenin tabiatın tasarımlarını korumamız gerekiyor, yoksa bu sırlar sonsuza dek kaybedilecek. | TED | هذا، سواء أنت تهتم بالأمن، البحث والإنقاذ أو الصحة فعلينا الحفاظ على تصاميم الطبيعة وإلا ستضيع هذه الأسرار للأبد. |
Ocak 1950'de Fuchs göz altına alındı ve atom bombası tasarımlarını Sovyetler Birliği'ne vermekle suçlandı. | Open Subtitles | ،في يناير عام 1950 اعتقل فوكس في لندن ووجهت إليه تهمة تمرير تصاميم القنبلة الذرية إلى الاتحاد السوفياتي |
Genelde sevgililerimin dediklerini dinlemem ama bana tasarımlarını gösterdi. | Open Subtitles | عادة، لا أضع الكثير من المال فيمايقولعزيزيلكنه.. أراني تصميماتك و أحببتهم. |
Tüm tasarımlarını Sparkle'a götürmüş. Hepsini. | Open Subtitles | لقد أخذت تصميماتك الى مجلة سباركل.. |
Raporlarını yazdım, tasarımlarını bitirdim. Konuyu değiştirme. | Open Subtitles | بالطبع، كتبت تقاريرك وأنهيت تصاميمك |
tasarımlarını seviyoruz ve sizin şu rolü oynamanızı... | Open Subtitles | كم نحب تصاميمك ونريد منك أن تلعبي دوراً... |
Aslında sadece alışveriş merkezi tasarımlarını soruyordum ama neyse önemli değil. | Open Subtitles | -في الحقيقة كنت أتساءل عن تصميمات المركز التجاري ولكن لا بأس |
Nihayet Gracie tasarımlarını sergilemeye hazır. | Open Subtitles | إن (غرايسي) وأخيرًا باتت مستعدةً لإظهار تصاميمها. |
Yani, Julian'ı büyük tasarımcıların tasarımlarını çalmaya gönderebilirim. | Open Subtitles | اعني انني استطيع جعل جوليان تسرق تصاميم مصمم كبير |
Yani böylelikle Jin Ho Profesör Park'ın tasarımlarını çalmış oldu. | Open Subtitles | لذا أصبح الأمر أن "جين هو "سرق تصاميم البروفيسور "بارك |
Eğer söylüyor olsaydım bu Waldorf tasarımlarını senin önyargılı görüşlerinden korumak için olurdu, | Open Subtitles | إن كُنتُ كذلك، فذلك فقط لحماية تصاميم والدورف من رأيكِ المنحاز ضدي، |
Oyuncak tasarımlarını her vardiya sonunda bir yere kilitliyor. | Open Subtitles | و يقوم بإخفاء تصاميم الألعاب بعد إنتهاء كل نوبة عمل. |
İtalyan tasarımlarını çalıp ucuz iş gücü sağlayan fabrikalara satıyorum. | Open Subtitles | سرقت تصاميم ايطالية وبعتها إلى مصنع استغلالي |
Ama ondan önce karakter tasarımlarını yapayım dedim. | Open Subtitles | في البداية لقد قمت بصناعة تصاميم للشخصيات |
Tüm tasarımlarını Sparkle'a götürmüş. | Open Subtitles | أخذت "لوسى" كل تصميماتك و أعطتها ل"سباركل". |
Zaman nehrinde yolculuk yaptığını ve zihnini yağmalayıp tasarımlarını çaldığını söylüyorsun. | Open Subtitles | " قُلتَ بأنّه يَعبُرُ في " نهر الوقت و أنّه نهب أفكارك و سرق تصميماتك |
Senin bombalarını kullanıyor, senin tasarımlarını. | Open Subtitles | إنه يستخدم قنابلك ، تصميماتك |
Okuldan tasarımlarını getirdik. | Open Subtitles | لقد أحضرنا تصاميمك من المدرسة |
Lorenzo tasarımlarını çok beğenmiş. | Open Subtitles | لورينزو قد استهوته تصاميمك |
Eğer biri tasarımlarını çalmaya çalışırsa haberin olacak. | Open Subtitles | اذا قام شخص بسرقة تصاميمك ستعلم بذلك . |
Ve bütün Harrods tasarımlarını da yanında götürdü. | Open Subtitles | وأخذ كل تصميمات (هارودز) معه |
"Fab Five" için bunlar seçildikten sonra Ella'nın tasarımlarını çaldığınızı fark edeceğini biliyordunuz. | Open Subtitles | حالما تمّ اختيارك للفوز بعرض (فاب فايف)، أدركت أنّ (إيلا) ستعرف أنّك سرقت تصاميمها. |