Ve benzin pompasında başımıza gelen budur. Aslında benzin pompaları bu nefreti dağıtmak için özellikle tasarlanmışlardır. | TED | و هذا ما يحصل لنا في محطات الوقود و حقيقةً أن مضخات الوقود مصممة بشكل دقيق لتخفيف هذا الاستياء |
Bizleri garip göstermek için tasarlanmışlardır. | Open Subtitles | أنا أعني بأنهم عملياً. مصممة لكي تجعلنا نبدو غير ملائمين. |
Yalnızca uyuşturucu satmak amacıyla tasarlanmışlardır. | Open Subtitles | إنها مصممة لهدف وحيد ألا وهو بيع المخدرات |
Bunlar özel bir insan türüdür sadece hisse sahiplerini gözetmek üzere yasa tarafından tasarlanmışlardır. | Open Subtitles | تلك هي الأنواع الخاصة من الأشخاص التي تم تصميمها بقوة القانون لكي تكون معنية |
Belki bir görevi yerine getirmek üzere genetik olarak tasarlanmışlardır. | Open Subtitles | ربما قد تم تصميمها لأجل تأدية المهام |
Bunlar "minimize stratejileri" olarak adlandırılır. Şüpheliye sempati ve anlayış iletmek için tasarlanmışlardır. İtirafın daha hoşgörülü bir muamele ile sonuçlanacağı anlamına gelir. | TED | ويدعى ذلك "أساليب التهوين،" وهي مصممة لنقل التعاطف والتفهم إلى المتهم، وهي تلمح إلى أن الاعتراف سيؤدي إلى تساهل أكثر. |
Güzel görünmek için tasarlanmışlardır, hepsi bu. | Open Subtitles | أنها مصممة لتبدو جيدة، وهذا كل شيء. |
En iyi savunma sistemlerinden kurtulmak için tasarlanmışlardır. | Open Subtitles | مصممة للتملّص من أفضل أنظمة الدفاع. |