Ama her biri daha az tatmin etmeye başladı. | Open Subtitles | و لكن كل واحدة من حينها كانت اقل و أقل إرضاء |
Beth, ben dürtülerini tatmin etmeye çalışan bir hayvan değilim. | Open Subtitles | .بيث)، لست حيواناً يحاول إرضاء رغباته) .. لو كنت كذلك |
Kendini tatmin etmeye 5 yaşındayken mi başladın? | Open Subtitles | ولكن، هل بدأت إرضاء نفسك في سن الخامسة؟ |
Gelecekteki kız arkadaşını tatmin etmeye de yetebilir ama mesleki gururunun gerçek tabloları bulmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسنا، قد يكون كافيا لإشباع صديقتك في المستقبل لكن فخر المهنة يتطلب استرداد اللوحات الحقيقية |
Cinsel olarak yozlaşmış, imansız sadece en acil ve önemli ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışan biri. | Open Subtitles | ماجن فاجر جنسياً... يسعى فقط لإشباع غرائزه... ورغباته الملّحة |
Takıntımı tatmin etmeye. | Open Subtitles | لإشباع هوسي. |
Gözünden süt damlatan çift eklemli bir hatunu yatakta tatmin etmeye çalışmak. | Open Subtitles | - ... محاولة إرضاء امرأة مزدوجة المفاصل بينما تبقعك بحليب يتساقط من عينها |